Fikirleriyle tarihteki en etkili filozoflardan biri olarak kabul gören Platon’dan hepimizin hayatına ışık tutacak 5 önemli hayat dersini paylaşmak istiyorum sizinle.
İyi okumalar.
1. ’’Karmaşadan, cehaletten, korkudan ve aşırı arzudan kurtulan ruh mutlu olur.’’
Karmaşanın da, cehaletin de, korkunun da aşırı arzunun da, had safhada olduğu bir çağın ortasındayız. Bununla birlikte huzursuz, mutsuz, sıkışmış insan sayısının da çok fazla olduğu bir çağ bu.
Kendimden örnek vermek gerekirse, ne zamanki hayatımdaki fazlalıklardan kurtuldum, ne zaman ki kendimi geliştirmek hayatımın ilk önceliği oldu, ne zaman ki üretimimi tüketimimin önüne koydum işte o zaman hayattan gerçek anlamda zevk alan, zihinsel olarak huzurlu bir insana dönüştüm.
Eğer siz de sıkışmış ve mutsuz hissediyorsanız, önce Platon’un bu önerisine kulak verin derim.
2. ‘’İyi davranışlar bize güç verirken başkalarına ilham kaynağı olur.’’
İnsanlar genelde etrafındakilerin kötü davranışlarından şikayetçi olur, ancak kendileri onların davranmasını istediklerini gibi davranmazlar.
Cehaletten ve kötülükten mi şikayet ediyorsunuz?
Daha çok okuyun, daha çok öğrenin. Doğru ve faydalı bulduklarınızı yayın insanlara. Bir tweet atın, bir makale paylaşın, bir yayın yapın.
Önce siz ışık olun insanlara, siz parladıkça etrafınız da parlayacak.
Veya vasatlıktan mı şikayet ediyorsunuz?
Önce siz en iyisi olmaya çalışın.
İşinizi olağanüstü yapın, kariyerinizle ve karakterinizle baş döndürün, hayallerinizin peşinden koşun. İnsanlar sizi takip etsin, sizin kalitenizden etkilenip sizi rol model alsınlar.
Eğer birini bir şeyi kötü yaptığına ikna etmek istiyorsan, sen iyisini yap. Ancak ikna olup olmadığı konusunda endişelenme. İnsanlar gördüklerine inanırlar. Onlara göster. Henry Thoreau
3. ‘’İnsan tek bir işle uğraşırsa, yaptığı her zaman iyi bir iş olur.’’
Ne yazık ki “Multitasking (Çoklu görev)” insanlarda olması gereken çok önemli bir yetkinlikmiş gibi konuşuluyor birçok yerde.
Ancak buna inanmamız kendimizi kandırmaktan başka bir şey değil. İnsan aynı anda birden fazla şey yapabilir ancak aynı andan birden fazla şeye odaklanamaz, bunlardan verim alamaz.
Eğer iyi bir iş ortaya koymak, büyük başarılara ulaşmak istiyorsanız, ilk yapmanız gereken ‘’Tek bir şeye’’ odaklanmak olacaktır.
Olağanüstü başarı hikayelerine, iz bırakmış insanlara baktığınızda her birinin arkasında o tek şeyi göreceksiniz.
Örneğin bugün dünyanın en iyi yazarlarından olan J.K. Rowling’in hayatının en zor döneminde yaptığı tek şey Harry Potter’i yazmaktı.
KFC’nin büyük başarı yakalaması, Colonel Sanders’in tek bir gizli tavuk tarifiyle oldu.
Kobe Bryant’ın tek bir şeyi basketbol oynamaktı.
Honda’nın tek şeyi, kriz döneminde ürettiği küçük ve tasarruflu motor üretimiydi.
Google’ın tek şeyi arama, Netflix’in tek şeyi dizi/film hizmeti vermek.
İşte en başta odaklandığınız bu tek şeyler, size büyük başarılara giden ilk kapıyı açacak. Belki o ilk kapının açılması yavaş ve acı verici olabilir. Ancak ondan sonraki kapılar ardı ardına, hızlı bir şekilde açılacaklar.
Ayrıca Bakınız; Harekete Geçmekte Zorlananlar İçin 5 Dakika Kuralı
4. ‘’İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.’’
İnsanın kendini fethetmesi, kendini tanımasıyla başlar.
Kendinizi bilmek, zihninizin kontrolünü elinizde tutabilmek, sahip olacağınız en büyük güç olabilir.
Çünkü kendinizi ne kadar iyi tanırsanız, doğru ve sağlıklı kararlar alma, başarılı olma ve hayatınızın kontrolünü elinize alma ihtimaliniz de o kadar artar. Zorluklarla o kadar kolay başa çıkabilirsiniz.
İnsan kendini tanıdıkça öz saygısı ve özgüveni artar. Mutlu, huzurlu ve zihinsel yönden güçlüdür kendini tanıyan insan. Daha özgür hisseder, dayatılanlara göre değil de içinden geldiği gibi yaşamaya başlar.
5. ‘’Düşünceli olun, çünkü karşılaştığınız herkes inanın en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor.’’
İnsanlar bugünlerde birbirlerini çok kolay kırıyor, birbirlerinden hemen nefret edebiliyorlar. Farklı olana, kendisinden farklı düşünene tahammül edemiyor kimse.
Böyle bir kültürün çağımızın en büyük sorunlarından biri olarak görüyor, çok tehlikeli ve üstelik bulaşıcı olduğunu, özgünlüğün ve bireyselleşmenin önünü tıkadığını düşünüyorum.
İnsanları sevmek veya saygı duymak için sizinle aynı yaşam tarzına, aynı düşüncelere sahip olması gerekmiyor ki.
Anlamak için dinlemeyi deneyin, tahammül etmeyi deneyin. Anlamasanız bile saygı göstermeyi deneyin.
Böyle bir dünyanın nazik ve şefkatli insanlara her zamankinden daha fazla ihtiyacı var, unutmayın.