Sık duyduğum serzenişlerden birisi şu: "Benim doğal olarak güçlü olduğum bir yeteneğim yok ki!"
Eğer sen de kendin hakkında böyle düşünüyorsan sana bir haberim var: "Kendini hiç tanımıyorsun arkadaşım, hiç."
Bak burada net ve kesin bir şey söylemek istiyorum:
Bu dünyaya ayak basan herkesin onu milyoner yapacak bir yeteneği var. Cenab-ı Hak bu konuda kimseye torpil geçmiyor.
Asıl mesele o doğal yeteneği keşfetmek için kendini tanımaya yeterli derecede çabalayıp çabalamadığında.
Gallup Strength Finder ve Myers-Briggs Type Index gibi araçların kendi güçlü yönlerini bulmak konusunda elbette yararını görebilirsin. Ben de bunlardan yararlandım zamanında.
Ama aslına bakarsan kendini tanımak için çok daha kolay bir yöntem var.
Kendini gözlemlemek ve başkalarından geri bildirim almak.
Hadi gel bu yöntemin bazı pratik tekniklerine bir gözatalım şimdi:
Evrenin Fısıldadıklarına Kulak Ver:
Aslında evren her gün kulağına doğal yeteneklerini fısıldıyor, biraz dikkatli dinlersen kolayca duyabilirsin. Ve evren bunu sen doğduğundan günden beri yapıyor, her eyleminde, her deneyiminde sana senin hakkında bir şeyler söylüyor.
İşte evrenin sana fısıldadıklarından bazı örnekler.
Eğer yaptığın bir şey de diğerleri zorlanırken, sen su gibi akıyorsan, o işe doğal yeteneğin var.
Eğer bir konuda insanlar yardım etmen için sana sık sık başvuruyorlarsa, o işe doğal yeteneğin var.
Eğer bir konuda insanlar sık sık senin görüşünü merak ediyorlarsa, o işe doğal yeteneğin var.
Yaptığın bir işi başkalarına anlattığında seni büyük bir zevkle dinliyor, hatta dinlemekle de kalmayıp yazılı notlar da alıyorlarsa o işe doğal yeteneğin var.
Eğer yaptığın işin ürünleri, başkalarının ürünlerinden daha üstünse ve sen zaten daha üstün ürünleri üretmeden huzur bulamıyorsan o işe doğal yeteneğin var.
İnsanlar bir işi sana emanet ettiklerinde gözleri arkalarında hiç kalmıyorsa, o işe doğal yeteneğin var.
Evet, evren hiç durmadan geribildirimlere boğuyor seni. Sen neden bunlara sağır kalıyorsun ki?
Ayrıca Bakınız; 20'li Yaşlarda Kendime Vereceğim 8 Öğüt
İnsanlardan Geri Bildirim Al (Ama Dikkatli Ol!):
İnsanlardan geri bildirim almak hassasiyetle ve dikkatle yaklaşman gereken bir konu. Çünkü hiç kimse bir başkasına kendi ön yargılarından, çıkarlarından ve dünya görüşünden bağımsız geri bildirim veremez. İnsanın doğasına aykırı bu.
Mesela kendi mesleği avukatlık olan bir baba, çocuğunun ileride avukatılık bürosunu büyütmesini istiyorsa, onun ne kadar harika dans ettiğini fark etse bile tepkisi pek olumlu olmayacaktır.
Aynı şekilde seninle rekabet eden meslektaşların, işini onlardan daha iyi yaptığını görseler bile bunu sana açıkça söylemekten çekineceklerdir. Kıskançlık sonuçta en sevimsiz ama gerçek insani duygulardan birisi.
Başkalarının dünya görüşüne aykırı işler yapıp onlardan olumlu geribildirimler duymak da zordur. Örneğin aşı karşıtı bir kitlenin aşı geliştirme konusunda en bilimsel çalışmaları yapan insanları nasıl acayip komplo teorileri ile suçladığını görmüyor musun?
Ama yine de geri bildirim alman gerekiyor.
Çünkü yukarıda sıraladığım bütün arızalı yönlerine rağmen insanların senin hakkında düşündüklerinde doğruluk payı olabilir, senin kendin hakkında göremediklerini onlar görebilirler.
Kendi tecrübelerimden yola çıkarak diyebilirim ki, gelişimime en çok katkı sağlayan geri bildirimlerin büyük kısmını pek yakın ilişkim olmayan insanlardan aldım hayatımda.
Sanırım seninle ilişkisi az insanların, senden bir beklentilerinin ya da çıkarlarının olmaması, daha objektif görüşler geliştirmelerine yardımcı olabiliyor. Sana da yabancıları dinlemeni şiddetle tavsiye ederim.
Günlük Aktivitelerini Bir Excel Tablosuna Aktar:
Bu öneriyi daha önceki bir yazımda vermiştim aslında. Ama bu e-rehberin bir parçası olmasını istediğimden kendimi tekrarlama riskini göze alıyorum.
Sana hayatınının günlük akışını bir excel tablosuna kaydetmeni öneriyorum.
Bu yönteme çok inanıyorum, çünkü kendim de denedim ve çok işe yaradı.
Yeni bir dağa tırmanmaya, yani kurumsal eğitim hizmetlerimi azaltıp, kendimi yazmaya ve podcastler üretmeye verme kararım bu yöntem sayesinde oluştu.
Yöntem şöyle işliyor.
İlk adımda basit bir excel tablosu yaratıyorsun.
Tabloda günün her saatinde ne yaptığını mümkün olan en detaylı şekilde yazıyor, yanındaki sütuna ise o sırada ne hissettiğini yine mümkün olan en detaylı şekilde not ediyorsun.
Bu tabloyu mesela 30 gün boyunca aksatmadan doldurursan, ne yaparken nasıl hissettiğine dair çok güçlü bir veriye sahip oluyorsun.
Ben kendi deneyimimde yazı yazarken ve podcastler hazırlarken kendimi işe tamamen kaptırdığımı, her detayın kendimce mükemmel olması büyük çaba harcadığımı, ama çok yoğun ve aslında parasal karşılığı olmayan bu işlerin beni müthiş tatmin ettiğini farkettim mesela.
Yöntemin gücü basitliğinden ve gerçek veriye dayanmasından geliyor.
Hayatla ilgili ne yapmak istediğini düşünmek yerine, zaten yaptıklarından hangilerinin seni tatmin ettiğini, gerçek verilere bakarak analiz etmek çok daha pratik ve gerçekçi bir süreç.
Eğer yaptığın işe kendinizi saatlerce kaptırıyor ve hiç bir parasal karşılığı ya da başkalarının takdiri olmadan bile ondan büyük zevk alıyorsan, doğal yeteneğin "ben buradayım" diye sana adeta haykırıyor demektir.
Şimdi Sıra Potansiyel Enerjiyi Kinetik Enerjiye Dönüştürmekte
E-rehberin buraya kadar ki bölümlerinde söylediklerimi yapmışsan ciddi bir potansiyel enerji biriktirmişsin demektir. Artık doğal yeteneklerin konusunda güçlü bir farkındalığa sahipsin ve bu sana kendini değiştirmen konusunda güçlü bir potansiyel enerji sağlıyor.
Şimdi sıra doğal yeteneklerini, güçlü becerilere ve işlere dönüştürmek konusunda harekete geçmekte. Yani potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye çevirme zamanın geldi.
Yarın devam ediyoruz.
Görüşmek üzere.
Comments