top of page

En Büyük Düşmanınız: Mazeretleriniz!

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2023

Tolstoy’un şöyle bir kısa hikayesi var:

Bir grup çocuğa mutluluğun sırrının evlerinin arka bahçesinde olduğu söylenir. Evet o kadar yakındadır. Ancak yapmamaları gereken bir şey vardır: Bahçedeki beyaz tavşanı akıllarına getirmemeleri gerekiyordur.

Eğer beyaz tavşanı düşünmezlerse sonsuz mutluluğa sahip olacaklardır.

Çocuklar sırrı ararken bahçedeki beyaz tavşanı düşünmemeye çalışırlar, çok çabalarlar ancak bir türlü düşünmeden edemezler. Sonuç olarak o kadar yakınlarında olan mutluluğun sırrına da asla ulaşamazlar.

Peki sizin beyaz tavşanınız ne?

Sizi hedeflerinize, arzu ettiklerinize ulaşmaktan alıkoyan o şey ne? 

Övgüyle söz edilecek başarıları asla mazeretler üzerine inşa edemezsin. Robin Sharma

Kimisinin beyaz tavşanı ’’artık benden geçti.’’, kimisininki ‘’ben o kadar yetenekli değilim.’’

Ya da

‘’Hazır hissetmiyorum.’’

‘’Torpilim yok.’’

‘’Yeterli param yok.’’

‘’Beni destekleyen yok.’’

Buldunuz mu beyaz tavşanınızı?

Bulduktan sonra şu soruyu sorun kendinize: ‘’Bu tavşan(mazeret) gerçekten benim için bir engel olabilir mi? Benim yaşadıklarımı yaşayıp, benim mazeret olarak gördüklerime sahip olup da başarılı olmuş kişiler var mı? Varsa nasıl başarmışlar?’’

Mesela bunun için her hafta yazdığım ‘’Haddini Aş Hikayeleri’’ serisine göz atabilirsiniz. Eminim ki sizin sorunlarınıza benzer sorunlar yaşamış ama sonunda hedeflerine ulaşmış kişileri bulacaksınız.

İyi mazeretler bulmayı başaranların, başka şeyler başarabildiği çok nadiren görülür. Benjamin Franklin

Sonra tüm mazeretlerinizi ortadan kaldırın, her şeyiyle hayatınızın sorumuluğunu üstlenin ve harekete geçin.

Çünkü kimse sizi kurtarmaya gelmeyecek. Çünkü kontrol sadece sizde.

Çünkü mazeretlerle yaşamaya devam ettiğiniz müddetçe arzu ettiklerinize ulaşmak yalnızca bir hayal olarak kalacak. 

Brian Tracy bakın ne diyor bu konu hakkında:

”Sorumlulukları tam olarak kabullenmek ve mazeretlerin tümünü terk etmek kolay bir iş değildir. Kalkıştığınız en zor işlerden birisi olduğu için, insanların çoğu bunu bir türlü yapamaz. Bu iş, ilk kez paraşütle atlamaya benzer. Hem ürkütücü hem de heyecan vericidir. Mazeretlerinizden kurtulduğunuzda hissettikleriniz, tıpkı uçaktan atladığınızda birdenbire kendinizi tamamen yalnız ve aciz hissetmenize benzer. Ancak birkaç dakika içinde, büyük bir heyecan dalgası her yanınızı sarar, kalbiniz daha hızlı çarpmaya başlar ve kendinizi gözle görülür biçimde mutlu ve özgür hissedersiniz.”

Mazeretlerin sizi korkak, kötümser, şüpheci, güvensiz bir insan yapmasına izin verir, o şekilde yaşarsınız ya da onlardan kurtulup kendine güvenen, hayatının kontrolünü eline almış, huzurlu bir insan olarak.

Seçim sizin.


145 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page