Bir insanın potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmeden, hayal kurduğu şeylerin çok daha azıyla yetindiği ve sadece hayatın ona verdikleriyle idare ettiği bir yaşam sürdürmesi beni her zaman üzmüştür.
Çünkü Haddini Aş Kulübü’nün mottosunda da söylendiği gibi, ben herkesin daha fazlasını başarabileceğine inanıyorum.
Hele hele içinde yaşadığımız bu dönemde.
Belki farkında değilsiniz ama kendisini geliştirip yeni şeyler başarmak isteyenlerin doğru kaynaklara asla olmadığı kadar kolay erişebildiği bir zaman diliminde yaşıyoruz.
İnternet hem her konuda tamamı ücretsiz eğitim olanakları sunuyor, hem kendi işlerini kurmak isteyen insanların işini kolaylaştırıyor, hem de para, bilgi, ilişkiler ve doğru takım arkadaşları gibi kritik kaynaklara erişimi mümkün kılıyor.
Yine de bir çoğumuz istediği hayatı yaşayamıyor ve içimizde var olan sınırsız potansiyeli harekete geçirmeden bu dünyada bize bahşedilmiş kısıtlı zamanı tüketip gidiyoruz.
İtiraf etmem gerekirse ben de yakın zamana kadar bu insanlardan biriydim.
Yapmak istediğim çok fazla şey vardı, ancak bu şeyleri gerçekleştirmeye ne zamanım ne de enerjim yetiyordu. Bu yüzden istisnasız her günüm suçluluk duygusuyla geçiyor, hayallerime doğru yürüyememek içimi kemiriyordu.
Sonra bir gün değişmeye karar verdim.
Artık hayattan hak ettiklerimi alacaktım ve bunun için kendimi değiştirecektim.
Günüm ne kadar yoğun geçerse geçsin, günlük işler beni ne kadar boğarsa boğsun; hayallerim için de mutlaka bir şeyler yapacak, mutlaka daha iyi bir ben için yol alacak, küçük de olsa adımlar atacaktım.
24 saatin üzerine 1 saat daha eklemek maalesef mümkün olmadığı için çareyi üretkenliğimi ve verimliliğimi arttıracak yöntemlerde aramaya başladım.
Günü en doğru şekilde nasıl kullanabileceğime, üretkenliğimi nasıl yükseltebileceğime ve tüm gün boyunca motivasyonumu nasıl yüksek tutabileceğime dair araştırmalar yapmaya başladım.
Bunun için ilk önce günümüzün ve geçmişin en başarılı insanlarının günlük rutinlerini inceledim. Onların yaptıklarından kendime dersler çıkarmak, o insanların tecrübelerinden yararlanarak kendim için en doğru yolunu bulmak istiyordum.
Ayrıca üretkenliğin artırılmasına dair en temel bilimsel araştırmaları da okudum.
Yapacaklarımın bilimsel bir tabana oturmasını da arzuluyordum ve gördüm ki bu araştırmalar aslında üretkenliğin sırlarını çoktan çözmüşlerdi.
Tüm bu araştırmalarımın sonucunda fark ettim ki ben güne çok yanlış bir şekilde ve çok geç başlıyordum. Temel sorunum buydu. Anladım ki çözüm sabah erken uyanmakta ve güne doğru rutinlerle başlamaktaydı.
Ama bir dakika, çözüm bu kadar basit olabilir miydi?
Sadece erken kalkacaktım, bir kaç sabah rutini benimseyecektim ve her şey yoluna girecekti öyle mi.
Bu gerçekten de mümkün olabilir miydi? Evet, oldu.
Sabah rutinlerimi değiştirmek hayatımı gerçekten de değiştirdi.
Hayatımda yaptığım bu küçük değişim, günümün ilk bir kaç saatini farklı bir şekilde geçirmek, beni tamamen farklı bir yola soktu ve adeta yeniden doğmama yardımcı oldu.
Mesela bu rutinlerimden birisi meditasyon. Meditasyon için her sabah bir kaç dakika bile ayırmak, odaklanmak istediklerime netlik kazandırıyor ve zihnimi açıyor. Meditasyon sayesinde kendim için daha iyi kararlar almamı sağlayan aydınlamalar yaşıyorum.
Ardından zihinsel imgeleme geliyor. Yani beynimi benim için en önemli olan şeye odaklanmaya yönlendiriyorum ve sanki o anda o sonuç doğruymuş gibi yanıt vermesi için eğitiyorum.
Ayrıca her sabah yeni şeyler yapıyorum. Çünkü beynimin potansiyelini kullanabilmesi ve genç kalabilmesi için sürekli yeniliğe ihtiyaç duyduğunu, yeni bağlantılar kurmak ve genişlemek istediğini biliyorum.