top of page

Olduğunuz Kişiden Memnun musunuz?

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2023

Etrafınızdaki insanlara baktığınızda en yaygın ortak özellik olarak ne görüyorsunuz?

Ben ‘’rahatlık ve tembellik’’ görüyorum. 

Evet, en az eforla en fazlaya sahip olmak isteyen, kendisini geliştirmeye, öğrenmeye, yeni şeyler denemeye üşenen insanlar görüyorum.

Üstelik teknolojinin sınırsız imkanlar sunduğu, cebimizde istediğimiz her bilgiye anında ulaşabileceğimiz cihazların bulunduğu, tek tıkla büyük değişimler başlatma imkanımızın olduğu bir dönemdeyiz.

Peki böylesi bir dönemde insanların kafalarını en çok yorduğu şey ne? Gördüğüm kadarıyla:

‘’Hangi fotoğrafı yükleyeyim?’’

‘’Hangi filtreyi kullanayım?’’

‘’Hikayeme kimler bakmış, fotoğrafımı kimler beğenmiş?’’

‘’Şu kişi ne giymiş, ne yemiş, nerelere gitmiş?’’

Gerçekten elinizdeki sınırsız imkanlarla yapmak istedikleriniz bunlar mı? Cevabınız ‘’evet’’ ise yazıyı okumayı burada sonlandırabilirsiniz. Cevabınız ‘’hayır, bu kişi olmak istemiyorum’’ ise gelin biraz olanı biteni sorgulayalım.

Rahatsız Olmak Zorundasınız

Yapmak istediği şeyleri, olmak istediği kişiyi düşünüp durur insan, ancak bir türlü adım atmaz. Güvenli sandığı alanının rahatlığına öyle alışmıştır ki, ölesiye korkar o alanı terk etmekten.

Başkalarını izler, onların yürüdükleri yollardan yürür. Hazır yol güven verir çünkü.

Aynı zamanda ‘’özel olma’’ isteğinden de vazgeçmez insan. Olmak istediği kişi ile olduğu kişi arasında uçurum vardır. 

Nietzsche, Eğitici Olarak Schopenhauer denemesinde bakın ne diyor:

‘’Kitlelere ait olmak istemeyen kişinin tek yapması gereken, ‘’rahat olmayı’’ bırakmaktır. Böyle birinin, ‘’kendin ol! Şu an bu şekilde davranan, düşünen ve arzu eden sen değilsin!’’ Diye bağıran vicdanına uyması gerekir. 

Her genç ruh bu çağrıyı gece gündüz duyar ve bunu duymak onu çok heyecanlandırır. Ruh, ezelden beri kaderinde olan özel bir mutluluk hakkını sezer; tek ihtiyacı olan, ona ulaşmak için gerekli yardımı bulmaktır. Ama kanaat ve korkunun zincirleriyle bağlı olduğunuz sürece, gerçek mutluluğa doğru ilerlemenize kimse yardım edemez.

Oysa bu kurtuluş olmadan hayat ne kadar da rahatsız ve anlamsızdır! Doğada, kendi gerçek dehasından kopmuş ve amaçsızca etrafa bakınmaktan başka bir şey yapmayan insandan daha yalnız ve kimsesiz yaratık yoktur.’’

İyi şeyler kendiliğinden olmuyor anlayacağınız. İyi şeyler zorluklardan doğar, acılardan, hayal kırıklıklardan, uykusuz gecelerden doğar. 

Sadece en tepedeki hallerine tanıklık ettiğimiz, o hayranlıkla izlediğimiz tüm insanların, oldukları kişi olana kadar hayal kırıklığı, hüsran, kıskançlık, acı ve korku dolu yollardan geçtiklerini unutmayın.

Senden başka kimsenin yürüyemeyeceği bir yol vardır. Onun nereye gittiğini sorma; düş yola. Ne demişler: ‘Bir insan asla yolun kendisini nereye götüreceğini bilmediği zamanki kadar yükselemez’. Eğitici Olarak Schopenhauer, Nietzsche

Olmak istediğiniz kişiye dönüşme sürecinizde güvensiz hissedeceksiniz, acı çekeceksiniz.

Yaşadığınız tüm olumsuz duyguların sizin başarısız olduğunuzun değil, bu sürecin bir parçası olduğunun bilincinde olarak çıkmalısınız yola. 

Her birimiz eşi benzeri olmayan birer mucizeyiz. Her birimizin içinde açığa çıkmayı bekleyen potansiyeller mevcut. 

Hadi hem şimdi atın üzerinizdeki ataleti, ayrılın sürüden ve çıkın o yola. Kendinizi gerçekleştirmeye, istediğiniz kişi olmaya giden o yola. 

Düşecek gibi olduğunuzda ise gelin bu yazıyı bir kez daha okuyun.

Var mısınız?


19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page