top of page
Yazarın fotoğrafıPınar Özkent

Haddini Aş Hikayeleri 76: Arianna Huffington

Güncelleme tarihi: 31 Mar 2023

Defalarca kez reddedilen ve eleştirilen bir kadın, başarısızlıklarıyla öyle usta bir şekilde başa çıkıyor, onları öyle akıllıca kullanıyor ki, sonunda blog dünyasının kraliçesi ve dünyanın en etkili kadınlarından biri olarak kabul edilmeye başlanıyor.

Arianna Huffington'ın ilham dolu yolculuğunu anlatıyorum bu yazımda.


Arianna Huffington Kimdir?

15 Temmuz 1950'de Atina'da dünyaya geliyor Huffington.

Oldukça başarılı ve idealist bir öğrenci olan Huffington, henüz 13 yaşındayken Cambridge Üniversitesi'nde okumaya karar veriyor.

Bunun üzerine ailesinin desteği ile İngiltere'ye yerleşiyor. Burada liseyi bitirdikten sonra Cambridge Üniversitesi İktisat bölümünü kazanıyor.

Okumayı, araştırmayı ve yazmayı çok seven bir insan olan Huffington, 1974 yılında kadın özgürlüğü hareketini konu aldığı, aynı zamanda ilk kitabı olan ''The Female Woman''ı yayınlatıyor.

Aradan birkaç yıl geçtikten sonra ikinci kitabı ''After Reason''u yazmayı tamamlıyor, ancak bu kez yayınlatması hiç de kolay olmuyor.

Tam 36 farklı yayınevinden ret cevabı alıyor.

Yine de kendine olan inancını yitirmiyor Huffington ve 'hayır' cevabını asla kabul etmiyor. Sonuçta kitabı basıma kabul ediliyor. Ancak yaşadığı bu başarısızlık tecrübesi onu hayatını değiştirecek bir karar almasına itiyor.

“Eğer bu kadar çok reddedilmeseydim belki asla kendi yayıncılık şirketimi kurmaya yeltenmeyecektim” Arianna Huffington

2005 yılında The Huffington Post ( https://www.huffpost.com/ ) isimli online haber sitesini kuruyor.

Kurduğu bu site başta çok fazla eleştiri alıyor, gereksiz ve kalitesiz olarak nitelendiriliyor.

Başarının bir gecede gelmeyeceğinin ve giriştiği alanda rekabetin çok olduğunun farkında olan Huffington, içeriklerini daha kaliteli hale getirmek için durmaksızın çalışıyor.

Ve başarıyor da.

2008'de The Observer, Huffington Post'u dünyanın en güçlü blogu seçiyor. 2011 yılına gelindiğinde yılda bir milyardan fazla görüntüleme alır hale geliyor.

Bu arada Huffington kitap yazmayı da hiç bırakmıyor.

2011 yılında Huffington, siteyi 315 milyon dolara AOL'ye satıyor ve Huffington Post Media Group'un başkanı ve genel yayın yönetmeni oluyor.

Üstelik Time dergisinin ''TIME 100'' listesine, Financial Times’ın “On Yıla Şekil Veren 50 Kişi” listesine, Newsweek’in “On yılın En Başarılı 10 düşünce lideri” ve Forbes’un “Medyada en etkili kadınlar” listelerine de girmeyi başarıyor Huffington.

Huffington, çok çalıştığı bir dönem yorgun düşüp ofisinde yığılıp kalıyor ve çene kemiğini kırıyor. Başına gelen bu olay hayatının ikinci dönüm noktası oluyor adeta.

Kendisi başarıyı yeniden tanımlayarak sağlıklı yaşamı ilk sıraya koyuyor.

Ardından 2016 yılında, Huffington Post'tan ayrılarak bir kişisel gelişim platformu olan Thrive Global'i başlatıyor. Bu platform ile de kısa sürede başarıyı yakalıyor.

"En uzun saatler çalışanın, en az uyuyanın, gecenin üçünde e-posta cevaplayanın övülüp göklere çıkarıldığına bakmayın. Hayat böyle bir şey değil ve bunu ne kadar erken öğrenirseniz, o kadar daha az stres dolu yıllar geçirirsiniz." Arianna Huffington

Defalarca kez red yiyen, eleştirilen, ancak başarısızlıklarıyla çok usta bir şekilde başa çıkan o kadın bugün blog dünyasının kraliçesi ve dünyanın en etkili kadınlarından biri olarak anılıyor.

Ve hala hiç durmadan araştırmaya, yazmaya, paylaşmaya ve çevresine ışık saçmaya devam ediyor.

“Kadınlar lider olmak için gerekli olan güç ve kişisel özelliklerle hâlâ tedirgin bir ilişki kuruyor.
İçselleştirilmiş şöyle bir korku var; biz yeterince güçlüysek merhametsiz, pişkin ya da gürültücü biri olarak değerlendirileceğimizi düşünüyoruz.
Tüm bu yakıştırmalar kadınlığımızla ilgilidir. Bizler güç ve kadınlığın birbirini dışlayan bir şey olduğu düşüncesini hâlâ yıkmaya çalışıyoruz.” Arianna Huffington
1.494 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment


evrimarican
Feb 15, 2021

Tüm başarı hikayeleri temelinde aynı sanırım.Herşey yaptığın şeye herkesten önce senin inanmanla ilgili sen inanıyorsan zorluklar zorluk olmaktan çıkıp çözülmesi sırası gelen basit düğümlere dönüşüyor ve her bir düğüm çözümü bir sonrakinin çözümünü kolaylaştırıyor. İnanç böyle birşey...

Like
Yazı: Blog2_Post
bottom of page