Sene 2011..
Kurumsal yaşamda olduğum onlarca yıldan biri.. Elimde çok büyük bir proje var.
Proje yöneticisi olarak sorumlu olduğum bu iş oldukça zorlu. Hem çok başarılı sonuçlanması, hem de zamanında bitmesi gerekiyor. Üzerimde çok yoğun beklenti kümeleri ve hayli yorucu bir zaman baskısı var.
Proje ekibi olarak diğer iş ortakları ve departmanlarla bir araya geliyoruz.
Tahmin edersiniz ki bir dünya toplantı yapıyoruz.
Her kafadan bir ses çıkıyor, birileri eleştiriyor, birileri beğenmiyor, birileri kendi fikrinde diretiyor. Tam zehirli bir iş ortamı anlayacağınız..
Herkesi dinliyorum; nihai sonuca pozitif etkisi var mı yok mu ona bakıyorum.
Sonucu iyileştirecekse seve seve sahipleniyorum; ekibi ve projeyi baltalayacaksa hiç üzerime alınmıyorum.
Toplantılara gelen bir ekip arkadaşım diyor ki: "Bazı insanlar senden hiç hazzetmiyor, işbirliği de yapmıyor. Sen neden gerekeni yapmıyorsun, söylesene üst yönetime!"
Evet tüm o sonuçsuz toplantılarda çok bunaldığım doğru.
Evet, yoluma engeller çıkarıyorlar mı? O da doğru.
Ama tüm bu karmaşa içerisinde, üstelik çözülmesi gereken başka sorunlar varken, yoluma taş koyanlarla mücadele etmek ne denli acil ve öncelikli, bunu sorguluyorum.
Arkadaşıma "Vaktim kıymetli de ondan" diyorum.
"Zamanla yarışıyorum, o eforu anlamlı bir şeye harcamayı tercih ederim."
Bir zaman, bir yerde okuduğum harika bir anonim cümle geliyor aklıma, onu söylüyorum:
Amacım bataklığı hızlıca geçmek; yoldayken rastladığım her timsahla mücadele etmek değil!
Yapıcı olan, sizi daha iyiye götüren tüm fikir ve eleştirileri alıp baş tacı edin.
Ama sizi hedefinizden uzaklaştırmaya çalışanlarla uğraşmayın. Zaman kaybedersiniz.
Gözünüz kararlılıkla hedefinizde olsun, yola taş atanlarda değil! Sevgiler,
Pınar
Ayrıca Bakınız; Bir Yan İş Kurun!
Comments