Çocuğunuzda Başarısızlık Korkusunu Yenmek İçin 6 Yöntem
- pınarözkent
- 31 Eki 2024
- 6 dakikada okunur
Çocuklarımızın yapacağı işlerin %85'i bugün hayatımızda değil.
Her gün artan hızda değişen teknoloji ile mesleklerin geleceği tamamen değişmiş durumda.
Bazı tahminler olsa da, kimse net olarak ne gibi yeni iş alanlarının hayatımızda olacağını bilmiyor. Ama bilinen bir şey var: O da yarının bu belirsiz iş dünyasında başarılı olmak için gereken yetkinlikler.
Bugün hepimiz; teknoloji okuryazarlığının, veri biliminin, yapay zeka ve yeni teknolojilerin gelecekteki her çalışanın hakim olması gereken alanlar olduğunu biliyoruz.
Ancak World Economic Forum ve pek çok global danışmanlık şirketine göre bunlar madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde ise sosyo duygusal beceriler var ki, bunlarla ilgili gereksinimler gün geçtikçe artıyor. Peki nedir bunlar derseniz, hemen devam ediyorum.
2030 ve Sonrasında Sosyo - Duygusal Becerilere İhtiyaç Artıyor
Son on yılda, hızla ilerleyen teknolojiyle birlikte, hayatımızda pek çok şey değiştiğini biliyoruz. Sosyal medya bağımlılığı, yeni teknolojiler nedeniyle işini kaybedenler, artan yalnızlık hissi gibi psikolojik ve toplumsal konulara hiç girmiyorum.
Ancak kariyer dönüşümü ekseninde birkaç cümle edeyim..
Bundan 10 yıl önce hayatımızda olmayan mesleklerden bazılarına bakalım:
Veri Bilimi Uzmanı, Siber Güvenlik Uzmanı, E ticaret Uzmanı, İçerik Üreticisi, Influencer, Yenilenebilir Enerji Uzmanı, UI Tasarımcısı, Drone Operatörü.. Tüm bu meslekler ve dahası ile çok yeni tanıştık aslında.
Şimdi buna şu çerçeveden bakalım: Bugün geldiğimiz noktada teknolojinin hayatlarımızı ve dolayısıyla meslekleri değiştirme hızı, bu 10 yıllık süreçle kıyaslanamayacak kadar güçlü. Geçtiğimiz 10 yılı hızlı tren olarak düşünürsek, artık bir roller coster’dayız.
Merceği biraz daha yakınlaştırayım ve son 3 yılda hayatımıza giren mesleklere bakalım.
Metaverse Mühendisi, NFT Sanatçısı, Yapay Zeka Tasarımcısı, Prompt Mühendisliği Uzmanı, Sanal Sağlık Koçu, İklim Teknolojisi Uzmanı..
Daha önce hiç hayal edemeyeceğimiz, akıl yürüterek tahmin etmemizin zor olduğu bambaşka iş alanları..
Ve bu muazzam dönüşümün bundan sonra daha da hızlanarak yaşamlarımızı, kariyerlerimizi değiştireceğine eminiz.
İşte tam bu noktada; teknik ve analitik becerilerin yanına sosyo duygusal becerilerin de eklenmesi gerekiyor, ki insanoğlu bu dönüşümün içinde yolunu bulabilsin.
Neyse ki, World Economic Forum, McKinsey gibi otoriteler bize bu konuda büyük resmi göstermek için geleceğin yetkinliklerini düzenli olarak paylaşıyor. Aşağıda geçen sene (en son) yayınladıkları beceri setini görebilirsiniz.

Yaratıcı düşünce, dayanıklılık, adaptasyon, empatik iletişim ve etkin dinleme, sosyal etki ve liderlik, duygusal zeka, öğrenme tutkusu, problem çözme, çeviklik...
2030 ve sonrası için iş dünyasında beklenen ilk 10 yetkinliğe baktığımızda; sosyo duygusal beceriler listenin %70'ini oluşturuyor.
Şimdi.. Şu gerçeği kabul etmemiz lazım:
Maalesef bugünün eğitim sistemi, henüz bu beklentilere cevap verecek donanımda değil. Açıkçası kimse ne yapması gerektiğini tam olarak bilmiyor. Konu sadece ülkemizle sınırlı değil. Dünya çapında da "21. yüzyıl yetkinliklerini öğretiyorum" diyen okul sayısı sınırlı.
Son yıllarda hayatımıza STEM eğitimleri girdi. STEM; bilim teknoloji mühendislik ve matematiğin İngilizce kısaltması..
Kendini farklılaştırmaya çalışan pek çok okulda STEM eğitimi de ders programlarına eklenmiş durumda. Ya da okul dışı faaliyet olarak çocuğunu bu kurslara göndermek için tonla para harcayan da pek çok aile var.
Yalan değil, ben de oğlumu STEM eğitimine gönderiyorum. Bu programlarda yaşlarına göre, ki bizimki henüz 5 yaşında; kodlama, robotik, çeşitli yönergelerle hareketli araçlar oluşturma gibi bilimi yaratıcılıkla besledikleri pek çok faaliyet var. Önemi de çocuklara kattıkları da tartışılmaz.
Ancak gelin görün ki, gelecek sadece teknolojiden ibaret değil. O teknolojiye ve getirdiği değişime ayak uyduran ve teknolojiyi akıllıca kullanarak bir değer yaratan insanlar yarının liderleri olacak. İşte tüm bunlar geleceğin yetkinlikleri dediğimiz sosyo duygusal becerileri de bugünden hayatımıza katmamız demek.
Ve özellikle bu konuda hem eğitim kurumlarına, hem de biz ailelere düşen büyük roller var.
Bir ebeveyn olarak, elimi taşın altına koyup, çocuğumun bu becerileri edinmesi için pek çok kaynak tarıyor, okuyor ve gündelik yaşamda uygulamaya çalışıyorum. Ona duygusal zekayı, yaratıcılığı, gelişim zihniyetini, dayanıklılığı, öğrenme aşkını; kısacası hepsini kapsayan girişimcilik ruhunu kazandırmak için oldukça fazla kafa yoruyorum. Ve bildiğim, araştırdığım, denediğim her şeyi sizlerle de buradan paylaşmaya hevesliyim :))
Amacım; yarın dünyamıza olumlu katkıda bulunacak, bir fark yaratacak, sağlam, girişimci ve başarılı çocuklar yetiştirmeniz için, bir anne olarak yol arkadaşınız olmak. Tabi sadece anne şapkasıyla değil.
Bilenleriniz vardır, uzun yıllardır kariyer ve girişimcilik mentoru olarak çalışıyor ve kariyerlerini dönüştürmek isteyenlere destek oluyorum. Bu kapsamda da nacizane iş dünyasını iyi okumayı biliyorum. Dahası öğrenmeye de devam ediyorum.
Ve gördüğüm çok net bir şey var ki; önümüzdeki 10 yıl içerisinde insanlar aynı anda birkaç işte çalışacak, bugün bildiğimiz beyaz yakalı çalışma kültürü ortadan kalkacak ve hem solo hem de startup girişimcileri dünya ekonomisine hakim olacak. Kısacası; bizim girişimci ruhlu çocuklar yetiştirmemiz lazım. Bu da başarısızlık duygusu ile barışmaları demek!
Elbette herkesi; çocuğunu girişimciliğe itmesi için teşvik etmek gibi bir amacım yok. Zaten bu gerçekçi de değil. Amacım; çocuklarımızın ne iş yapacakları belli olmayan gelecekte, onları başarılı ve sağlam kılabilmek için hangi yetkinlikleri - nasıl kazandırabileceğimizi anlatmak..
Bu yetkinliklerin en önemlilerinden biri: Finansal okur yazarlık becerisi
Çocuklarımıza finansal okur yazarlık bilincini aşılamak için; geçenlerde zenginlerin çocuklarına parayla ilgili öğrettikleri 10 kuraldan bahsetmiştim. Çocuk ve para ilişkisi üzerine pek çok şey konuşacağız önümüzdeki dönemde.
Bugünse biraz başarısızlık ve hata yapma korkusu üzerinde durmak istedim. Bana kalırsa, başarılı olmak ve kendi potansiyelimizi yaşayabilmek için; hem kendimizde hem çocuklarımızda aşmamız gereken en öncelikli konulardan biri. Ve dahası; başarısızlık korkumuzu yenebilirsek; az önce bahsettiğim pek çok beceriyi edinmek de kolaylaşacak.
Hadi gelin, hata yapma ve başarısız olma korkularını yenebilmeleri için çocuklarımıza nasıl destek olabileceğimize bakalım.
Çocukların Başarısızlık Korkusunu Aşması İçin 6 Farklı Yöntem
Çocuğumuzun zorluklar karşısında pes etmeden devam etmesini hepimiz isteriz. Çünkü artık biliyoruz ki, hayatta başarının anahtarı, denemekten, belki yanılmaktan ve hatalarımızdan öğrenmekten geçiyor. Yani o çok korktuğumuz başarısızlık kelimesi aslında her birimiz için harika bir rehber.
Maalesef başarısızlık korkusu hepimizin potansiyelini sınırlandırıyor. Araştırmalar biz ebeveynlerin başarısızlıkla ilgili tutumlarının çocukların öğrenme ve problem çözme becerilerini doğrudan etkilediğini söylüyor.
Peki çocuklarımızın bu korkuyu aşmaları için neler yapabiliriz? İşte izleyebileceğimiz 6 farklı yöntem:
Gelişim zihniyetini aşılayacak sorular sormaya başlayın.
Gelişim zihniyeti bir insanın sahip olabileceği en ödüllendirici kişilik özelliklerinden biri. Çünkü bir insan gelişim zihniyetine sahipse; hayatı boyunca büyümeye devam eder, çekinmeden yeni beceriler edinir ve yaşamının sorumluluğunu aktif olarak alır. Onun için hayat tüm yönleriyle sürekli bir değişim halindedir. Ve bu değişime uyumlanmak için sürekli bir gelişim yolculuğunda olmamız gerekir. Öğrenebileceklerinin, merakının ve kendini iyileştirme çabasının sonu yoktur.
Gelişime inanan bir çocuk için hayatın olasılıkları söz konusu olduğunda sınır yoktur..Sıkı çalışma, adanmışlık ve azimle daha fazlasını öğrenebileceğine inanır. İşte bu bakış açısı, onun gerçek potansiyelini yaşadığı bir hayat sürmesini sağlar.
Başarısızlık korkusu hisseden bir çocuğunuz varsa, ona gelişim zihniyetiyle yaklaşmanız oldukça işe yarar.
Varsayalım çocuğunuz matematik sınavından düşük not aldı. Ona, neden böyle oldu yerine; ne öğrendin - bir sonraki sefer nasıl daha iyi yapabilirsin diye sormayı deneyin. Böylece onun, bundan sonraki sürece odaklanması için yönlendiriyoruz. Bu gibi sorularla, aynı zamanda öğrenip gelişebileceğine inandığımızı da hissettirmiş oluruz.
Günlük hayatın içine kaybetmenin doğal olduğu gerçeğini serpiştirin.
Varsayalım çocuğunuz lego oynuyor ve bir türlü parçaları doğru yerleştiremiyor. Ona pratik yaparak gelişebileceğini hatırlatın.
Özellikle sonuçları değil; yeniden denemesini, çaba harcamasını kutlayın. Her denemede daha iyiye gidebileceğine inansın. "Bunu yapmak zor ama harika bir çaba gösteriyorsun" demek gibi.. Sürecin kendisine odaklanmamız çok değerli.
Gerçek hikayeler anlatın.
Başarılı insanların yaptıkları hataları, o noktaya gelene dek kaç kez düştüklerini anlatın çocuğunuza. Örneğin Edison'un ampulü bulana dek tam 999 deneme yaptığını ve sonuçta da, "demek ki ampul 1000 denemede bulunan bir şeymiş", diyerek başarısızlıklarını kucakladığını, yaşına uygun bir şekilde hikayeleştirerek anlatabilirsiniz. Bu hikayeler oğlumda çok işe yarıyor ve onu yüreklendiriyor. Umuyorum sizin çocuğunuz için de faydalı olur.
Kendi hatalarınızı ve başarısızlıklarınızı anlatın.
Onun için bu dünyadaki en önemli insanlardan birisiniz, çoğu zaman rol modelisiniz. Onlara kendi hatalarınızdan ve neler öğrendiğinizden bahsedin. Bunu yaparken gerçek duygularınızı saklamayın. O dönem çok üzüldüyseniz, bu duygudan da bahsedin. Böylece duyguların da gelip geçici olduğunu ve hiçbir duygunun ömür boyu süremeyeceği mesajını da vereceksiniz.
5. Evde bir "hata kutusu" oluşturun.
Herkes, yaptığı hataları not edip kutuya koyabilir. Sonra birlikte bu hataların üzerinden neler öğrendiğinizi, başarısızlık duygusu için neler yaptığınızı konuşabilirsiniz.
Olumsuz ifadelerden kaçının.
"Bu yanlış!" demek yerine, "Bu yol işe yaramadı, başka ne deneyebiliriz?" gibi sorular sorarak; problem çözme odaklı bir yaklaşım sergileyebilir ve onun da farklı düşünmesi için model olabilirsiniz. Ona kendi çözümlerini bulması için alan açın.
Son olarak ünlü aktör Jack Lemmon'ın çok sevdiğim bir ifadesini ekleyeyim:
Başarısızlık sizi nadiren durdurur, sizi durduran şey başarısızlık korkusudur.
Küçük Bir Ekleme: Sosyo duygusal becerileri günlük hayata entegre etmek için geçen sene evde bir takvim uygulaması başlatmıştım, her ayın bir teması oluyordu. Örneğin Temmuz dayanıklılık, Kasım yaratıcılık gibi. Biz takvimi kullanırken ve üzerine not alırken çok keyif aldık.
Bu sene 2025 için yeniden tasarladım, içeriklerini güncelledim. İster A3 veya A4, ister duvar posteri boyutunda bazında bastırıp 21. yüzyıl becerilerini evinizde hep birlikte konuşacağınız, yazıp çizeceğiniz bir oyun haline de getirebilirsiniz.
Commentaires