top of page

En Önemli Soru

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2023

Girişimci adayları sık sık bana başvuruyorlar.

Kendi işlerini kurmaya niyetlendiklerini ama henüz bir fikir bulamadıklarını söylüyor, hangi sektörlerde fırsatlar gördüğümü öğrenmek istiyorlar.

Bilgime başvuran ikinci bir grup ise kariyerlerinde takılıp kaldıklarını söyleyen, önlerini açmak ve yükselişlerini yeniden tetiklemek için ne yapmalarını salık vereceğimi duymak isteyen profesyoneller.

Maalesef iki gruptaki insanlar için de öyle kolay yanıtlarım yok.

“Şu bayiliği al, “müdürüne şöyle davran”, “şu sektöre yatırım yap” gibi pratik tavsiyeler veremiyorum ben. Buna bilgim de yetmiyor, böyle tavsiyelerin pek işe yaradığına da inanmıyorum.

Ama onlara esaslı bir soru sorabiliyorum. Çok esaslı bir soru.

Belki de iş hayatına bakışlarını baştan aşağı değiştirecek bir soru. Son derece temel ve yardımımı isteyenlerin “neden bunu kendime sormadım ki?” dedikleri bir soru.

Yanıtlanması hem kolay, hem zor, ama bir kez doğru yanıtlandığında pek çok şeyi değiştiren bir soru.Bugün bu sorudan bahsedecek ve sonra bu soruyu size de yönlendireceğim.

İlginizi çektiyse başlayalım.

Elbette iş hayatında başarının peşindeyiz.

Başarının tanımı kimimiz için kariyerin zirvelerine çıkmak, kimimiz için dev şirketler kurmak, kimimiz için ise yaşam tarzını destekleyen küçük bir işin sahibi olmak olabilir. Ve bunlarla birlikte para da kazanmak tabii.

Hepimizin ödemesi gereken faturalar var sonuçta. Buraya kadarı tamam. Ama iş hayatındaki pek çok insanın gözden kaçırdığı temel bir şey var.

Kariyerimizin zirvesine çıkmak, dev girişimler yaratmak ya da yaşam tarzımızı destekleyen küçük bir iş kurmak istiyorsak birilerine yardım ediyor olmalıyız. Evet, başarılı olmak için başkalarına yardım etmeliyiz.Bu kadar basit işte.

İnsanlara problemlerini çözmelerinde, ihtiyaçlarını gidermelerinde ve arzuların yerine getirmelerinde yardımcı olmalıyız. Ve onlara öyle bir yardımcı olmalıyız ki, başka kimsenin değil de bizim yardımımızı istesinler, yardımımız için bize para ödemeye razı olsunlar ve bizimle olan ilişkilerini vazgeçilmez bulsunlar.

Peki kimlere yardımcı olmalıyız? Müşterilerimize elbette.

Yaptığımız her işin mutlaka bir müşterisi var. Bir doktorsak hastalarımız müşterilerimiz. Bir muhasebeci isek hizmet verdiğimiz mükellefler müşterilerimiz.Bir beyaz yakalıysak yöneticimiz müşterimiz. Küçük bir kafe işletiyorsanız dükkanınıza gelip kahvenizi içen insanlar müşteriniz mesela.

Buraya kadar açık. Esas soru şu; müşterilerimiz bizden hangi konuda yardım istiyorlar? Bu insanlar dükkanımıza geliyorlar, hangi konuda yardıma ihtiyaçları var?

Güçlü bir kahve içip uyku mahmurluklarından kurtulmak istiyorlardır belki. Bu durumda onlar için semtinizin en iyi kahvesini hazırlamalısınız. Kullandığınız kahve çekirdekleri mükemmel, suyun sıcaklığı tam kıvamında, kahveyi pişirdiğiniz makinanız ise piyasadakilerin en iyisi olmalı. Ama bunlar yetmez. Çünkü galiba müşterilerinizin yardımınızı istedikleri tek şey, hatta asıl şey bir fincan kahve değil aslında. Kahve onlar için sadece bir araç. O kahve güne enerjik bir başlangıç yapmak istiyorlar belki de.

Peki onlara bu konuda da yardımcı olabilir misiniz? Mesela sıcak bir gülümseme ve enerjik bir sesle onlara kendi isimleriyle hitap etmek, kendilerini özel hissettirmek nasıl fikir?

Müşterilerinizin yardıma ihtiyaçlarına biraz daha geniş bir çerçeveden de bakabilirsiniz. Belki de kafeye gelen müşterilerinizin o günkü en büyük ihtiyaçları iş yerinde yapacakları sunuma hazırlanmaktır. Bu durumda onlara sunumlarına hazırlanmaları için harika bir ortam sunmak iyi bir fikir olabilir. En iyi internet bağlantısı, en rahat koltuklar, en ergonomik çalışma masaları, odaklanabilmeleri için en uygun müzik..

Hımmm, bütün bunları yapan bir kafe geldi mi aklınıza? Hani ismi S ile başlayan:) Çoktan anladınız, değil mi? Tüm dünyada 30.000 şubeyle her gün milyonlarca müşterisine yardım eden Starbucks’tan bahsediyorum elbette.

Starbucks müşterilerine yardım etmek konusunda diğer tüm kafelerden daha istekli, daha yaratıcı ve onlar hakkında daha çok içgörü sahip olduğu için bugünkü dev büyüklüğe erişti.

Kurucusu Howard Shultz Starbucks’ın bir kafenin ötesinde olduğunu ifade ediyor aşağıdaki sözünde:

Starbucks bir fincan kahvenin ötesinde bir şeyleri temsil ediyor.

Siz de “daha fazlasını” temsil etmelisiniz müşterilerinizin gözünde. Mesela bir doktorsanız, hastalarınızın sadece doğru teşhis ve tedavi konusunda yardımınızı istemediklerini, aynı zamanda kendilerini güvenli ellerde hissetmeyi de arzuladıklarını bilmelisiniz.

Bir muhasebeciyseniz, mükelleflerinizin işlerini büyütmek için yapısal değişiklilere kafa yorduklarının farkında olmalısınız belki. O zaman onlara yepyeni öneriler getirebilir, hizmetlerinizi genişletebilirsiniz.

Yöneticinizin kendi kariyerinde ilerlemek için büyük bir savaş içinde olduğunu gören bir beyaz yakalıysanız ona yardım etmek için daha yaratıcı işler yapabilirsiniz belki.

Müşterilerinizin gözünde “daha fazlasını” temsil ediyorsanız sırtınız yere gelmez sevgili okurlarım.

Ve bunun için onlara daha fazla yardım etmenin yollarını bulmalısınız.

Şimdi nihayet geldik yazının başında bahsettiğim soruya. İş hayatına bakışınızı değiştirecek soruya. Hani şu iş kurmayı hayal ettiğinizde ya da kariyerinizi hızlandırmak istediğinizde kendinize sormanız gereken soruya.

“Kimlere hangi problemlerinde, ihtiyaçlarında, arzularında yardım edecek ve neler yaparak onlar için benzerlerinizden daha fazlasını temsil edeceksiniz?”

İşte büyük soru bu.

Bu büyük soruya güçlü yanıtlarınız varsa, kuracağınız işi ve kariyerinizi hızlandırmak için yapmanız gerekenleri buldunuz demektir.

İşin güzel tarafı bu soruya güçlü yanıtlar bulmak için ne benim, ne de başka danışmanların yardımınıza ihtiyacınız yok. Müşterilerinizi dinlemeniz, gözlemlemeniz ve incelemeniz yeterli.

Yardıma ihtiyacı olanlar onlar.

O halde bir kez daha soruyorum: “Kimlere hangi problemlerinde, ihtiyaçlarında, arzularında yardım edecek ve neler yaparak onlar için benzerlerinizden daha fazlasını temsil edeceksiniz?”


15 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page