top of page
Yazarın fotoğrafıPınar Özkent

Haddini Aş Hikayeleri 95: Isaac Newton

Güncelleme tarihi: 31 Mar 2023

Okulda çok başarılı ve öne çıkan bir öğrenci değildi. Veba salgını ülkeyi vurduğunda eve kapanmak zorunda kaldı ve kendini araştırmaya, üretmeye adadı.

Sonra ne mi oldu?

Tarihin akışını değiştirdi, dünyaya yön verdi, gelmiş geçmiş en büyük bilim insanlarından birisine dönüştü.

Kimden mi bahsediyorum?

Isaac Newton'dan.

Newton'un ilham verici hayat hikayesini sizler için anlattım.

Isaac Newton Kimdir?

4 Ocak 1643'te İngiltere'de dünyaya geliyor.

Babasını doğmadan önce kaybediyor. Annesi ise o 4 yaşındayken başka birisiyle evleniyor ve Newton'u anneannesine bırakıyor. 3 yaşından 10 yaşına kadar anneannesiyle beraber yaşıyor.

12 yaşındayken King's School'da eğitimine başlasa da annesi onu bir süre çiftçi yapmak için çabalıyor, hatta okuldan alıyor. Ancak Newton, çiftçilik işlerine hiç ilgi duymuyor, sürekli kaytarıp gökyüzünü inceliyor, kitap okuyor ve araştırmalar yapıyor.

Newton'un en zevk aldığı şeylerden birisi Güneş'i, Güneş'in aynadaki görüntüsünü izlemekti. Bu konuyla ilgili yaşadığı bir sıkıntıyı şöyle anlatıyor:

"İki saat içinde gözlerim o duruma gelmişti ki iki gözümden ne biri ne de ötekiyle parlak bir cisme bakabiliyordum. Gözümün önünde Güneş'ten başka bir şey göremiyordum. Ne bir şey okuyabiliyor, ne de yazabiliyordum.

Gözlerimi tekrar kullanılabilir duruma getirmek için kendimi karanlık bir odaya üç gün kapadım ve Güneş'i düşünmemek için zihnimi oyalamaya çalıştım. Çünkü Güneş'e bakmadan bile düşünecek olsam, odanın karanlığına rağmen, yine de Güneş'in görüntüsü karşıma geliyordu."

Eğitimden kopmak istemediğini anlayan Newton, sonunda annesini okula dönmeye ikna ediyor. Bu arada maddi sıkıntılar dolayısıyla okurken hem de bir eczacının evinde pansiyoner olarak kalıyor.

1661'de Cambridge Üniversitesi'nin Trinity Koleji'ne ''sizar'' olarak başlıyor. Yani hem okul için çalışıyor hem de okuyor.

Newton, burada klasik müfredatı görüyor, ancak René Descartes gibi modern filozofların eserlerinden çok etkileniyor.

1665'te Büyük Veba yüzünden Cambridge kapandığında, Newton bu dönemi çiftlikte geçiriyor ve matematik, ışık ve renk üzerine teorilerini formüle etmeye başlıyor.

Okulda başarılı bir öğrenci olarak görülmese de tek başına kalıp bolca düşündüğü ve ürettiği veba günlerinde Newton'un dahiliği ortaya çıkıyor adeta.

"Gerçek, çokluk ve karmaşıklık yerine basitlikte bulunabilir." Newton

Kütle çekimi üzerine çalışmalar yapıyor, diferansiyel ve integral'in temellerini atıyor, güneş ışığı üzerine çalışmalar yapıyor.

1667'de Cambridge'e dönüyor. İlk yansıtıcı teleskopunu 1668'de yapıyor ve ertesi yıl Master of Arts derecesini alıyor. Ve iki yıl sonra Cambridge'in Matematik Profesörü olarak göreve başlıyor. 1671'de Londra Kraliyet Cemiyeti'ne teleskopunu göstermesi isteniyor. Ertesi yıl Kraliyet Cemiyeti'ne seçiliyor ve optik üzerine notları yayınlanıyor.

Newton, kırılma deneyleriyle beyaz ışığın spektrumdaki tüm renklerin bir bileşimi olduğunu belirliyor ve ışığın dalgalar yerine parçacıklardan oluştuğunu iddia ediyor. Ancak bu çalışmaları Robert Hooke tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Çalışmalarını mizaçlı savunmasıyla tanınan Newton, çalışmalarının doğruluğundan bir kez olsun şüphe duymadığı için Hooke ile tartışmaktan kaçınmıyor.

"Gök cisimlerinin hareketlerini hesaplayabilirim, ancak insanların deliliğini hesaplayamam." Newton

1678'de ise halkın güvenini iyice kazanıyor. Sonraki yıllarda, daha önceki çalışmaları olan yerçekimini yöneten kuvvetler üzerine yoğunlaşıyor ve simya ile ilgileniyor.

1684'te İngiliz astronom olan Edmund Halley, Newton'u ziyaret ediyor. Newton'un gök cisimlerinin eliptik yollarını matematiksel olarak çözdüğünü gördükten sonra Halley notlarını düzenlemesi için onu teşvik ediyor.

Sonuç olarak, Newton'un üç hareket yasasını ve evrensel yerçekimi yasasını açıklayan “Philosophiae Naturalis Principia Mathematica”nın (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) kitabı 1687 yayınlanıyor.

“Principia”, Newton'u entelektüel çevrelerde adeta bir yıldız yapıyor ve sonunda modern bilimin en önemli eserlerinden biri olarak kabul görüyor. Ve bu çalışmaları Avrupa Aydınlanmasının en temel parçalarından biri oluyor.

1696 yılında Newton, gelen teklif üzerine Kraliyet darphanesinin müdürü oluyor ve Londra'ya yerleşiyor.1703'te Royal Society'nin başına getiriliyor ve 1705'te şövalyelik unvanı alarak Sir Isaac Newton olarak anılmaya başlanıyor.

Yaşamını bilime adayan, kalkülüs tartışması, mekanik, kütle çekimi, newton mekaniği, optik üzerine çalışmalarıyla ses getiren ve hiç evlenmeyen Newton, 31 Mart 1727'de hayata gözlerini yumuyor.

Ölümünden kısa süre önce ise şu sözleri sarf ediyor: "Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum; ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıl taşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum."

794 görüntüleme3 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

3 Kommentare


Unknown member
22. Aug. 2021

Faydalı bilgiler içeren enfes yazılarınız için çok teşekkürler.

Gefällt mir

Unknown member
22. Aug. 2021

Sizin kısa ve öz yazılarınızdan, olabildiğince yararlanıyorum. Zevkle okuyorum. Başarılı olmuş insanların arkasında uzun yıllara dayanan çalışmalar olduğunu net olarak biliyorum. Emeksiz yemek olmaz aslında çok kısa anlatıyor. En çok sevilen insanlar ise kendine değil topluma katkı sağlayanlar. Atatürk gibi. Emeğinize teşekkür ederim.

Gefällt mir
Pınar Özkent
Pınar Özkent
22. Aug. 2021
Antwort an

Beğenmenize çok mutlu oldum:)) Sevgiler.

Gefällt mir
Yazı: Blog2_Post
bottom of page