top of page

Haddini Aş 92: Yangın Savaşçıları

Güncelleme tarihi: 31 Mar 2023

Millet olarak üzüntüyü, çaresizliği ve tabii ki öfkeyi en yoğun yaşadığımız günlerden geçiyoruz.

Ülkemizin cennet bölgeleri bir bir alevler içerisinde kalırken, güzelim ormanlar, içindeki canlar yok olurken doğal olarak yetkili kurumlardan acil hamleler bekledik.

Ancak aslında o kurumların tamamen işlevsizleştirilmiş olduğunu ve siyasetin zehiriyle çoktan öldürülmüş olduklarını gördük.

Anladık ki yetkili merciler krizin vehametinden bir hayli kopuktu, iktidarı ile muhalefeti ile siyasetçiler sadece siyaset yapmanın derdindeydi.

Anladık ki tek başımızaydık.

Ki zaten dünyadan yardım istemek de suç sayılıyordu.

Anladık ki bizi bizden başka kimse kurtarmayacaktı.

Herakleitos'un neden ''kibri, yangından daha önce söndürmeli'' dediğini derinden kavradık bu dönemde.

Sonra geçmişten bu yana her büyük krizde olduğu gibi beraber, omuz omuza mücadele etmek için harekete geçtik.

Gönüllüsüyle, itfaiye eriyle, belediye personeliyle binlerce insan sahaya indi ve hepsi insan üstü bir çabayla mücadele etmeye başladılar.

Neler mi gördük bu süreçte?

Kendi imkanlarıyla itfaiye arabaları yapan insanlar gördük. Üzerinde su deposu ve su pompası vardı bu araçların. Pompalarla havuzlardan su çekip tankerlere atıyorlardı.

Helikopterler çekilince tüm gece boyu alev kapanlarına duvar olan, yerleşim alanlarını kurtaran insanlar gördük.

Alevler arasında kaldığı için aracı terk etmesi söylenen orman işçisinin ‘’bu araçta 80 milyonun hakkı var’’ dediğini gördük.

Gündüz garsonluk yapıp gece yangın söndürmeye katılan, elleri yanan gençleri gördük.

Yorgunluktan bitap düşmüş, botlarını yastık yapıp yol kenarında, asfaltta uyuyakalan itfaiye erlerini gördük. Yanan kolunu kendisi tedavi edip görevine devam eden personeli gördük.

Henüz 25'inde genç bir delikanlının ekiplere motosikletiyle su taşıyıp yardım ederken hayatını kaybettiğini gördük.

Pet şişeyle susuz kalan kaplumbağaları besleyenleri, bir kelebeğe elinden su içirenleri, ormandaki canları kurtarmak için kendini ateşin içine atanları, aç kalan hayvanlar için saman taşıyanları gördük.

Evi yanan 93 yaşındaki bir amcanın bahçesinde yanmayan son karpuzları orman işçilerine ikram ettiğini gördük.

Kadınların burada da hayat verdiğini ve yaşattığını gördük. Yorulmak nedir bilmeden su taşıdılar, görevlilere yardım eli uzattılar.

Dizi oyuncularının itfaiye hortumuyla yangın söndürdüğünü, komedyeninin canlı yayınla halkı bilinçlendirmesini, yardım istemesini, müzisyeninin Kazakistan'dan helikopter kiralamasını gördük.

Alevlerin arasından kendini zor kurtaran vatandaşları gördük.

Yuvası için savaşan, beslediği hayvanlar için savaşan, ekili sebzesi için savaşan, ağaçlar ölmesin diye koşan bir sürü güzel insan gördük.

Günlerce aç, susuz, uykusuz bir şekilde alevlerle savaştılar.

Ve her biri cesur, umut dolu ve tertemiz yürekleriyle kahraman oldular, hepimizin kahramanı.

Sizi unutmayacağız.

İyi ki varsınız.

Sizler gerçek haddini aşanlarsanız.

Sizin gibi insanlarla aynı toprakları paylaştığımız müddetçe biz asla yenilmeyiz. Yara alırız belki ama her zamankinden daha güçlü bir şekilde ayağa kalkarız.

568 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page