Müziğiyle, hayat tarzıyla, fikirleriyle dünyanın izlediği bir adamdı o.
Umutsuz insanlara umut aşıladı, sevgisizleri sevgiye inandırdı, mutsuz hayatlara ışık tuttu.
Ve son nefesine kadar insanları barışa ve iyiliğe çağırmaktan vazgeçmedi.
Tüm dünyaya ‘’hayal edin!’’ diye haykırdı.
Dedi ki: “İnsanlar hayal kurmaktan vazgeçtiği gün devletlerin korkacak hiç bir şeyi kalmayacak.’’
Bu dünyadan geçmiş en büyük sanatçılardan biri olan John Lennon’u anlatıyorum bu yazımda.
Çocukluk ve Gençlik Dönemi
9 Ekim 1940 yılında Liverpool’da dünyaya geliyor Lennon. İşçilik yapan anne ve babası henüz Lennon 2 yaşındayken boşanma kararı alıyorlar. Çok küçük yaşlarda babası onu terk ediyor. Annesini ise 18 yaşında tanıyor, ancak daha doyamadan aynı yıl bir trafik kazasında onu da kaybediyor.
Teyzesinin yanında büyüyor Lennon. Yalnız ve buruk bir çocukluk geçiriyor.
1956 yılında, yani lise döneminde teyzesinin hediye etmesiyle gitarla tanışıyor. Aynı dönem, ileride başka bir efsaneye dönüşecek olan, birlikte müthiş başarılı işlere imza atacağı Paul McCartney ile tanışıyor. Sonrasında ise Paul, Lennon’u George Harrison ile tanıştıyor.
Sonradan aralarına Ringo Star’ın da katılmasıyla müziğe gönül vermiş bu 4 arkadaş bir grup kurmaya karar veriyorlar.
Dürüstlük size fazla arkadaş kazandırmaz, ama çok sağlam dostlar kazandırır.
Müzik Kariyeri
Grubun adını başta ‘’The Silver Beetles’’ olsa da bir süre sonra ‘’The Beatles’’ olarak değiştiriyorlar.
Lennon, grubun diğer üyelerine kıyasla gitar ve piyanoda zayıf kalıyordu. Üstelik çok güçlü bir sesi de yoktu. Ama onda eşine az rastlanır türden bir yetenek vardı; mükemmel bir besteci ve söz yazarıydı.
Öyle sözler yazdı, öyle besteler yaptı ki, milyonlarca insanı peşinden sürükledi.
Adeta bir manifesto niteliğindeki ‘’Imagine (hayal et)’’ şarkısı bugün bile kitleleri etkiliyor, bugün bile insanlar umuda ihtiyaçları olduğunda o şarkıya sığınıyorlar, bugün bile mutsuz hayatlara ışık tutuyor o şarkı.
Sömürgelerin olmadığını hayal et Merak ediyorum yapabilir misin Açgözlülüğe de açlığa da gerek yok İnsanların kardeşliği Hayal et tüm insanların Bütün dünyayı paylaştığınıBana hayalperest diyebilirsin Ama bil ki yalnız değilim Umuyorum ki bir gün sen de bize katılırsın Ve dünya tek yürek olarak yaşar
Liseden mezun olduktan sonra bir sanat okuluna kaydoluyor ve burada Cynthia Powell ile tanışıyor. Uzun süren beraberlikten sonra 1962 senesinde evleniyorlar, Julian isimli bir kız çocukları oluyor.
Ancak Lennon 1968 yılında ressam ve konsept sanatçısı olan Yoko Ono’ya aşık olunca karısıyla boşanma kararı alıyorlar.
Aşkın gizlendiği, şiddetin ise herkesin gözü önünde yapıldığı bir dünyada yaşıyoruz.
Beatles de dünya çapında bir gruptur artık. John Lennon ise bir fenomen haline gelmiştir.
Lennon, asi ve aykırı tavırlar sergilediği, gerçek düşüncelerini söylemekten çekinmediği için bir kesim tarafından çok seviliyor, başka bir kesim tarafından ise bir tehlike olarak görülüyordu.
Mesela bir gün kraliyet ailesinin de bulunduğu bir konser sırasında şöyle bir göndermede bulunuyor: ‘’Daha ucuz koltukları olanlar ellerinizi çırpabilir misiniz? Onun dışındaki herkes, sadece mücevherlerinizi şıngırdırtsanız yeter.’’
Ayrıca bakınız; Haddini Aş Hikayaleri 68: Sylvester Stallone
Dünyayı yaptıklarıyla değiştirebilecek insanlardan biriydi Lennon.
1969 yılında Yoko ile evleniyorlar ve aynı sene Lennon, son dönemdeki anlaşmazlıkları nedeniyle Beatles’dan ayrılma kararı alıyor.
Bir gün bir radyo programına davet edilen Lennon şu sözleri dile getiriyor bu programda:
“Hala sevgiye inanıyorum. Barışa ve olumlu şeylere hala inanıyorum. Yaşam varsa umut da vardır. Çünkü her zaman işimi sağlıklıyken yaptığımı düşünürüm. Ölüp bu dünyadan göçene dek işimin bitmeyeceğini düşünürüm. Umarım bu çok uzun zaman daha sürer.”
Ne acıdır ki, bu sözleri söyledikten birkaç saat sonra bir hayranı tarafından vurulup öldürülüyor.
Hayat, sen planlar yaparken başına gelenlerdir.
Lennon iyiliği ve barışı aramaktan bir saniye bile vazgeçmedi.
Müziğiyle kalplere ve zihinlere dokundu.
Onun müziğini dinleyenler yeniden umut edip, hala yapılacak bir şeyler olabileceğine yeniden inandılar.
O zaman da öyleydi şimdi de.
Lennon’un müziğinin olduğu yerde umut vardır, güzelliği, sevgiyi, mutluluğu arayış vardır.
Lennon’un müziğinin olduğu yerde tek bir şeyi bulamazsınız: kötülüğü.
Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana ‘büyüyünce ne olmak istiyorsun?’ diye sordular. Ben de onlara ‘mutlu olmak istiyorum’ diye cevap verdim. Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim.