Oracle'ın 76 yaşındaki milyarder kurucusu, teknoloji dünyasının en ilginç adamlardan biri olan Larry Ellison kendisi hakkından şunları diyor:
"Oracle'ı kurduğumda, çalışmaktan zevk alacağım bir ortam yaratmayı amaçlıyordum. Bu benim ana amacımdı. Tabii ki yaşamımı sürdürecek kadar para kazanmayı da istiyordum. Zengin olmayı ise kesinlikle beklemiyordum, hele ki bu kadar zengin olmayı. Demek istediğim, zengin kelimesi bile bunu açıklayamıyor. Bu gerçek dışı bir şey."
Peki Ellison'u bu kadar başarılı ve zengin yapan hayatındaki dönüm noktaları neydi? Gelin hayatını inceleyelim ve cevabı bulalım.
Larry Ellison Kimdir?
17 Ağustos 1944’te New York’ta dünyaya geliyor.
Gerçek babasını hiçbir zaman tanımayan Larry, henüz 9 aylıkken zatürreye yakalanıyor ve annesi onu teyzesi ve amcası ile yaşaması için Chicago'ya gönderiyor, Larry'yi onlara evlatlık veriyor yani.
Yeni evinde sert bir üvey babayla, sürekli tartışarak yaşadığı için mücadeleci ruhunu o zamanlardan ediniyor.
Lisede parlak bir öğrenci olan Ellison, mezun olduktan sonra University of Illinois'e başlıyor. Ancak üvey annesi üniversitedeki ikinci yılında ölünce, Ellison sınavlara giremediği için okuldan atılıyor. Daha sonra şansını Chicago Üniversitesi'nde deniyor, ancak bu kez de sadece bir dönem okuduktan sonra okulu bırakıyor.
''Başarısızlık için gerekli tüm dezavantajlara sahiptim.''
Daha sonra 22 yaşındaki Ellison, Berkeley, California'ya taşınıyor ve yeni bir hayata başlıyor.
Teknoloji ve bilime oldu olası yakından ilgi duyan Ellison, bilgisayar ve yazılım işinde kendinin geliştirmek için kolları sıvıyor. Wells Fargo ve ana bilgisayar üreticisi Amdahl gibi şirketlerdeki görevleri de dahil olmak üzere birçok işte çalışıyor. Tüm bu kariyer yolculuğu boyunca bilgisayar ve programlama becerilerini de iyice geliştiriyor.
Kariyer hayatının dönüm noktası, Bir elektronik şirket olan Ampex'te, CIA için "Oracle" kod adlı bir veri tabanı oluşturan ekibin bir parçası olarak çalışmasıyla başlıyor.
Ellison, 1977 yılında kendi şirketini kurmaya karar veriyor. Bunun üzerine güvendiği ve sektörde başarılı arkadaşları olan Bob Miner ve Ed Oates ile Software Development Laboratories adlı şirketin temellerini atıyorlar..
“Yeni bir şey keşfettiğinde, herkesin kafayı yediğini söylemesine hazırlıklı olmalısın.”
2000 dolar sermayeye sahip bu şirketin 1200 dolarını kendi cebinden karşılıyor Ellison.
Bir gün şirketin ortaklarından olan Ed Oater, Ellison ve Miner’a İngiliz bilgisayar bilimcisi Edgar Codd tarafından geliştirilen bir veritabanı yönetim modelinden bahsediyor.
Codd'un makalesini detaylıca okuyan Ellison, bu sistemden çok etkileniyor ve kendi şirketlerinin de bu sisteme benzer bir veritabanı yönetim sistemine sahip olması için çalışmalara başlıyor.
1982 yılında şirketin ismini ''Oracle Systems Corporation'' olarak belirliyorlar ve Oracle’ın ilk ürününü (Oracle RDBMS 2.0) piyasaya sunuyorlar.
Şirket o zamanlar çoğu küçük şirketler olan 75 müşteriye sahip ve yıllık 2.5 milyon dolar civarında kazanç elde ediyor. Bir süre sonra kredi alarak daha ticari ürünler geliştiriyorlar.
1983 yılında Oracle v3 piyasaya sunuluyor ve bu veritabanı sistemi, şirketin kazancını iki katına çıkarıyor. 1985’te şirketin yıllık kazancı 23 milyon dolar, 1986’da ise 55 milyon dolara ulaşıyor. Böylece gittikçe daha çok büyük şirket Oracle ile çalışmaya başlıyor.
Oracle Corporation, 1986’da ilk halka arzını gerçekleştiriyor. 15 dolar olan hisse senedi, aynı gün 20 dolara çıkıyor.
Ayrıca bakınız; Haddini Aş Hikayeleri 75: Keanu Reeves
Ellison halka arzdan sonra faaliyet gösterdiği ülke sayısını 17’den 35’e çıkarıyor, ardından SQL Star adında yeni ürün piyasaya sunuluyor.
Oracle'ın neredeyse her yeni ürünü endüstride fırtınalar estiriyor ve 1992'de şirket veritabanı yönetimi alanında lider oluyor.
Art arda gelen başarılar sayesinde Ellison, Oracle'ın en büyük hissedarı olduğu için dünyanın en zengin insanlarından biri haline geliyor.
Bu arada Ellison, satın almalar yoluyla büyümeye odaklanıyor ve PeopleSoft, Siebel Systems ve Sun Microsystems dahil olmak üzere birçok şirketi satın alıyor.
Doğru ve iyi zamanlaşmış stratejiler sayesinde Oracle, 2014 yılına kadar yaklaşık 130.000 çalışana ve 185 milyar dolarlık piyasa değerine ulaşıyor.
''Başarımı belirleyen en önemli kişisel özelliğim geleneksel erdemleri sorgulamam, uzmanlıktan şüphe duymam ve otoriteyi sorgulamam olmuştur. Bu durum ebeveynleriniz ve öğretmenlerinizle olan ilişkilerinizde acı verici olabilirken hayatta çok yararlıdır.”
Günümüzde net serveti 108,7 milyar dolar olan 76 yaşındaki Ellison, yaşamayı iyi bilen zenginlerden birisi.
Kendisine ait adası, devasa yatları, özel uçakları, jetleri bulunuyor. Bu arada hayır severliği ile de tanınan Ellison, servetinin büyük kısmını çeşitli kurumlara bağışlıyor.
''Ben oturduğum yerden saniyede 200 dolar kazanıyorsam kimse aç kalmamalı.''
Ellison, sıradan bir aileden gelen, zorluklar içinde büyüyen, eğitimini dahi tamamlamayan birisi olsa da, bu onun dünyanın en zenginlerinden birisi olmasını engellemedi. Aksine yaşadığı zor günlerde edindiği mücadeleci ruhu onu bugünlere taşıdı.
Para hiçbir zaman önceliği olmadı. Onun önceliği işinin en iyi ve en doğru şekilde yapmaktı.
Sonuçta zirveye oturdu ve geleceğe yön verenlerden biri olarak adını tarihe yazdırdı.