Geçen seneydi. Aklıma bir kitap düşmüştü. Salondaki kütüphanenin önünde dikiliyordum.
Gözlerimi raflarda gezdirirken, başka kitaplar çeldi o sıra aklımı. Tek tek çekip çıkartmaya başladım raflardan.
Milan Kundera "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği", Oruç Aruoba "Hani", Yaşar Kemal "Kuşlar da Gitti".. Sayfaların içinde buldum kendimi. Altı çizilmiş, yanına notlar düşülmüş nice satır dökülüverdi sayfalardan.
Hani altını çizdiğiniz bazı şeyler bir süre sonra o kadar da anlamlı gelmez ya, biliyorsunuz o duyguyu, di mi? O an için müthiş bir şey uyandırmıştır, o cümle o an bir yere dokunmuştur. Yıllar sonra elinize alırsınız, bir şey ifade etmez. Çünkü siz o satırı çizen insan değilsinizdir artık.
Hepsine değil tabi ama kimi altı çizili cümlelere bakarken öyle hissettim. Neden aklımı çelmiş ki bu? Oysa şu daha güzel bir cümleymiş..
Çok sevdiğiniz kitapları bir süre sonra yeniden okuyun, demeleri bundan. Çünkü her okuduğunuzda başka birisiniz. Üzerinizde farklı deneyimler ve yaşanmışlıklar var. Neyse, konuyu dağıtmayayım.
Kütüphanenin önünde yere oturmuş, cümleler elimde düşünürken, kızdım o an kendime. Keşke başka bir yere not etseydim diye. Derli toplu tüm cümleler bir yerde dursaydı diye.
Kim bilir belki öyle olsaydı, ikinci kitabımı da yazacak kadar birikecekti düşüncelerim. O gün yeniden günlük tutmaya karar verdim.
Aslında günlük değil de "düşünce defteri" diyelim ona. Aklıma ne geliyorsa, bana ilham veren ne varsa, denk gelip de sevdiğim her ne olduysa, o deftere yazmaya başladım. Bir defter bitti.. Sonra bir tane daha..
Oldum olası kağıt ve kalem insanıyım ben. İş yaşamında da öyleyim. Yanımda defterim olmadan hiçbir yere gitmem. Bilgisayara ya da telefonuna not alanların dünyasından çok uzağım.
Bu nedenle defterleri doldurmaya devam ettim. Ancak bir süre sonra, birbirinden kopuk - parça parça- notları istiflediğim yeni bir bilgi yığını yaratmış gibi hissettim.
Defterler yine kütüphanede duruyordu ve belki de bugün herhangi bir konuyla ilgili aradığım cevapları bulabileceğim veya size yazmak için yaratıcılığımı tetikleyecek bir şeyler vardı notlarımda. Ama yine oturup notlarımı tek tek taramam, süzgeçten geçirmem gerekiyordu.
İşte benim defter yerine, dijital bir not tutma uygulamasına geçmeye razı olmam böyle başladı. Kalemle teknoloji arasında gidip gelen içimdeki mücadeleyi teknoloji kazandı yani.
Birçok uygulama arasında kendime uygun olanı, ki benim için bu Evernote oldu, seçerek içinde klasörler oluşturmaya başladım. (Burada bir reklam / iş birliği yok, yanlış anlaşılmasın 🥰 Telefonunuzdaki notlar bölümünden ya da basit bir Excel sayfasından da faydalanabilirsiniz).
Motivasyon klasörü, üretkenlik klasörü, edebiyat klasörü, Haddini Aş blogda yazılacaklar klasörü, Haddini Aş Kulübü'nde anlatılacaklar, mentorluk klasörü, oğlum klasörü...
Aklıma bir fikir geldiğinde, toplantılarda bir şey duyduğumda, okuduğum yazılar - izlediğim videolarda aklıma bir şeyler düştüğünde, ilgili klasörlerin altına açıklamalar yaparak eklemeye başladım. Böylece kendime gerçekten işe yarayan ve bende yeni pencereler açan sağlam bir kaynak yaratmış oldum.
İtiraf etmem gerekirse, eski moda bir tip olarak, hayatım boyunca yaratıcılık ve not tutma konusunda bir uygulama kullanmanızı önerebileceğimi düşünmezdim.
Ancak eğer;
Bir şeyleri - unutmamaya çalışmak - sizi çok yoruyorsa,
Araştırmayı - okumayı seviyor ancak sonrasında aklınızda kalmadığı için hayıflanıyorsanız,
Zihinsel olarak yorgun hissediyorsanız,
aklınızda uçuşan şeylerin kolundan tutup adam akıllı bir yerlere koyma zamanınız gelmiş olabilir.
Bu yazıyı bitirdiğinizde lütfen 30 dakikanızı ayırın ve telefonunuza kullanabileceğiniz bir uygulama yükleyin.
Ayrıca Bakınız; Neden Şirketinizde Sunumları Yasaklamalısınız?
Bunları yazmak nereden aklıma geldi?
Bugün Kitap Ekspresi'nde dilimize henüz çevrilmemiş "İkinci Beyin İnşası" kitabının özetine yer verdik.
Koskoca kitabı birkaç sayfaya sığdırmak ciddi bir emek istediğinden neredeyse tüm hafta bu kitapla yatıp kalktım diyebilirim.
Kitapta beynimizi, bilgi depolamaktan çok yaratıcılık için kullanmamız gerektiğinden, bilgi - fikir kaynaklarını etkin kullanmak için ikinci bir dijital beyin oluşturmaya ihtiyacımız olduğundan bahsediliyor. (Kitap Ekspresi'ne üye olmak bir süredir aklınızdan geçiyorsa, bugün iyi bir başlangıç olabilir.)
Unutmayın:
Eğer bugün bildiklerinizi, fikir ve duygularınızı belirli başlıklar halinde not etme alışkanlığını inşa etmeye başlarsanız bir süre sonra elinizde her an ulaşabileceğiniz muazzam bir dijital kütüphane olacak.
Kayıt ederken, neden o notu aldığınızı / ne için işinize yarayabileceğini düşündüğünüzü de eklemeyi unutmayın.
Yazmanın kendine has muhteşem bir öğretme gücü var, kendinizi bu güçten mahrum etmeyin.
Lakin söz uçar, yazı kalır.
🙌 Size Nasıl Destek Olabiliriz?
1) Kendinize 1 yıl sürecek profesyonel bir gelişim yolculuğu hediye etmek isterseniz; içinde mentorluk seansları, eğitim ve seminerler, okunacak / izlenecek kaynaklar, size özel videolar sunduğumuz bir toplululuğun parçası olabilirsiniz. Haddini Aş Kulübü ile ilgili daha fazla bilgi burada.
2) Uluslararası bestseller olmuş, çoğu Türkçe'ye çevrilmemiş kişisel gelişim ve iş kitaplarının ana fikirleri ve en önemli ipuçlarını özetlediğimiz; Kitap Ekspresi'ne katılmak isterseniz buradan üyeliğinizi başlatabilirsiniz.
3) Eğer kariyerinizde ya da girişiminizde büyümeye ihtiyacınız varsa ve bir akıl hocasının desteğini almak isterseniz, mentor olarak da size yardım etmeye hazırız. Mentorlukla ilgili detaylı bilgi burada.
Yorumlar