top of page

Haddini Aş Hikayeleri 86: Benjamin Franklin

Güncelleme tarihi: 31 Mar 2023

Eğer geçen haftaki "Çok Yönlülük" isimli podcast serimi sevmişseniz, bugün okumanıza sunacağım Benjamin Franklin'in hayat hikayesine bayılacaksınız.

Bu aralar pek bir değere binmiş olan 100$'lık banknotların ön yüzünü süsleyen Benjamin Franklin'den bahsediyorum.

ABD'nin 8 kurucusundan birisi olan, ülkedeki ilk aboneliğe dayalı kütüphaneden ilk gönüllü itfaiye örgütüne kadar pek çok kurumunun temellerini atan, çift odaklı merceklerden, araçlara takılabilen odometreye uzananan pek çok icat yapan, hem keman çalabilen hem de armonikayı keşfeden Benjamin Franklini anlatıyorum bugün.

Onun hayat hikayesini okumak hem insan ömrüne nelerin sığabileceğini görmek hem de çok yönlülüğün insanın düşünsel dünyasını nasıl zenginleştirebildiğini göstermesi açısından çok önemli.

İyi okumalar diliyorum.


Benjamin Frankin Kimdir?

17 ocak 1706'da Boston’da, 17 çocuklu bir ailenin 10. Çocuğu olarak dünyaya geldi Franklin.

10 yaşındayken okulu bıraktı ve babasının mum ve sabun imalathanesinde başlayan çıraklık hayatı, 12 yaşında matbaacı kardeşi James'in dükkanında devam etti.

Matbaada çırak olarak çalışmasının Benjamin'e en büyük katkısı yazın alanında kendini geliştirmesi oldu. Çünkü en başından beri yazar olmayı, yazdıklarıyla insanlara ulaşmayı isteyen bir çocuktu.


"Siz kafanızı büyük hayallerle doldurmaya bakın. Kafanız sonradan cebinizi parayla dolduracaktir."

1722 yılında Benjamin'in Abisi James, "The New-England Courant" adında bir gazete çıkaracaktı.

Benjamin de bu gazetede yazılar yazmasının yazarlığa adım atması için büyük bir fırsat olarak görüyordu. Abisine gazeteye yapacağı katkılardan büyük bir heyecanla bahsetti. Ancak abisi James, Benjamin'in bu fikrini kesin bir kararlılıkla reddetti. Sonuçta Benjamin onun için bir çıraktı ve yazarlık yapması söz konusu bile olamazdı.

Benjamin yazarlık hayallerinden vazgeçti mi? Elbette hayır.

Ne mi yaptı?


“Mrs. Silence Dogood” takma ismiyle gazeteye yazılar gönderdi. Abisi yazıyı yayınlamakla kalmayıp başka yazılar da beklediğini belirten bir not gönderdi Mrs. Silence Dogood'a

Bunun üzerine Benjamin yazılarını göndermeye devam etti. Ve bu yazılar çok geçmeden gazetenin en sevilen bölümü oldu.

Bu durum Benjamin'e hem yazarlık konusunda hem de abisine gerçekleri açıklama konusunda müthiş bir cesaret verdi ve artık dayanamayarak Mrs. Silence Dogood'un kendisi olduğunu itiraf etti abisine.

Abisinin öncesinde Benjamin'e güvenmediği için pişmanlık duyacağını ve övgüler dizeceğini düşünürken tam tersi bir tepkiyle karşılaştı. Yalan söylediği için çok sinirlendi ve Benjamin'e karşı tavır aldı.

Haliyle abisiyle çalışmak artık işkence gibi geliyordu Benjamin'e. Ne yaparsa yapsın araları düzelmiyordu.

Benjamin de bu duruma daha fazla katlanamayarak abisini ve ailesini arkada bırakarak Philadelphia'ya taşındı.

Bugün tarihin en önemli isimlerinden biri olarak kabul gören Benjamin, o zamanlar Philadelphia'da beş parasız ve kimsesiz 17 yaşında bir gençti. Ancak kendine ve yeteneklerine sonsuz güveni vardı. Bunların üzerine azimli karakteri de eklenince başaramayacağı bir şey yoktu.


"İyi mazeretler bulmayı başaranların, başka şeyler başarabildiği çok nadiren görülür."

Philadephia'da ilk günlerini gözlem yapmaya ayırdı. Gözlemleri sonucu matbaaların ve yerel gazete yazılarının başarısız yürütüldüğünü fark etti. Bu Benjamin için bir fırsattı.

Philadelphia’da çeşitli yayın evlerinde çalıştı.

Bir süre sonra Benjamin'in yeteneklerini öğrenen Pennsylvania Valisi William Keith, tanışmak için Benjamin'i yanına çağırdı ve zekasından çok etkilendi. Vali ardından Benjamin'i Londra'ya dizgicilik yapması için gönderdi ve burada ilk broşürleri olan: "A Dissertation Upon Liberty and Necessity, Pleasure and Pain." Yayınlandı.

1726 yılında Philadelphia'ya tekrar döndü.

1727 yılında, yani 21 yaşındayken ''Junto'' isimli bir topluluk kurmaya karar verdi. Junto, genç, okumayı seven ve bilgiye aç erkekler için bir sosyalleşme ve kişisel gelişim topululuğuydu.

‘’Bilgiye yapılan yatırım en yüksek kârı getirir.’’

Ancak bir süre sonra kitaplar ona yeterli gelmemeye başladı ve farklı türlerden kitaplar toplanmaya başladı. Ve böylece Amerika'daki ilk abonelik sitemine dayalı kütüphane oluştu.

1731 yılında ise 'The Library Company of Philadelphia' tüzüğünü yazmasıyla ilk Amerikan kütüphanesi resmen kurulmuş oldu.

O zamana kadar kütüphaneler kilise üniversiteleri tarafından tutulan yerlerdi. Benjamin'in kütüphanesi zamanla ülkenin önde gelen araştırma merkezlerinden biri haline gelecekti.

Yine aynı dönemde epey ses getiren “Pennsylvania Gazetesi” ve Poor Richard'ın Almanack gazetesini yayınladı.

Benjamin birincil gayesi önce toplumuna sonra dünyaya faydalı işler yapmaktı. Tüm eylemleri bunun üzerine kuruluydu.


"İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler."

Benjamin Franklin 1736 yılında ABD’deki ilk gönüllü itfaiye örgütü olan "Birlik Yangın Şirketi"ni kurdu.

Bununla da yetinmedi. 1743 yılında Amerikan Felsefe Derneğinin, 1751 yılında Pennsylvania Hastanesi'nin, 1752 yılında ise yangına karşı sigorta yapan ilk kuruluşun öncüsü oldu.

Benjamin, meclis temsilciliği ve İngiliz Amerikan Postasının genel müdürü olarak da görev yaptı.

En önemli diplomatlardan biri olarak görülmeye başlayan Benjamin, ülkesinin hakları için mücadele etmekten bir an olsun vazgeçmedi. O bağımsızlık mücadelesi döneminde bağımsızlık bildirgesini hazırlayan 5 kişiden de birisiydi.

Bu arada Benjamin'in 100 dolarlık banknotların üzerinde resminin bulunmasının sebebi ABD'nin bağımsızlığını ilan etmesine öncülük etmiş olmasındandır.

"Geçici bir güven uğruna temel özgürlüklerinden vazgeçenler, ne özgürlüğü hak ederler ne de güveni"

1785 yılında Philadelphia sözleşmesine delege olarak seçildi. 1787 yılında ise Pennsylvania valisi olarak görev yaptı.

Franklin aynı zamanda bir bilim adamı ve mucitti.

Henüz 11 yaşında bir çocukken erken dönem el paletlerini geliştirdi ve bu sayede suyun içinde daha hızlı ilerlediğini keşfetti. Yüzme paletleri işte böyle ortaya çıktı.

Elektrik yüklerinin artı ve eksi olarak belirlenip adlandırılmasını sağladı. Yaptığı deneyler sonucunda, her ikisi de eşit seviyede elektrik yüklü olan cisimlerin birbirini ittiğini, biri diğerinden daha fazla yüklü olan cisimlerin ise birbirlerini çektiğini buldu.

Yakın ve uzak odaklı merceklerin birlikte kullanılmasını sağlayan çift odaklı gözlüğü keşfetti.

Batarya, şarj, kondansatör, iletken ve bobin gibi birçok terimi ortaya attı. Elektriğin depolanabilen ve bir yerden başka bir yere iletilebileceği, Benjamin'in deneyleri sayesinde kanıtlandı.

Odometre, yani kilometre sayacın araçların tekerleklerine takılabilen versiyonunu geliştirdi.

Benjamin bir müzisyendi de. Çok iyi bir keman ve gitar kullanıcısıydı. Armonikayı icat eden de yine oydu.

Hayatı boyunca bir an olsun boş durmayan bir insandı anlayacağınız. Hayatını okumaya, öğrenmeye, yazmaya adadı.

Hem kendini hem insanlığı hep daha ileriye taşımak gibi bir gayesi vardı Benjamin'in. Ve başardı da.

Dünyayı şekillendiren, tarihin en önemli isimlerinden birisi o.

Franklin tüm başarılarının sırrını, 20 yaşındayken edinip hayatı boyunca uyguladığı prensiplerine bağlıyor.

İşte Benjamin Franklin o prensipleri:

1. Ölçülülük: Sersemlemeyecek kadar ye, sarhoş olmayacak kadar iç

2. Sessizlik: Kendin veya başkaları için faydalı olacak şeyler dışında konuşma, boş tartışmalardan uzak dur.

3. Düzenlilik: Tüm eşyalarının bir yeri olsun, yaptığın işlerin de bir zamanı.

4. Kararlılık: Yapmak istediğin şeye karar ver, karar verdiğin şeyi hatasız yap.

5. Tutumluluk: Kendin veya başkası için faydasız şeylere para harcama, hiçbir şeyi israf etme.

6. Hamaratlık: Zaman kaybetme, her zaman işe yarar bir şey yap, gereksiz tüm işleri hayatından çıkar.

7. Samimiyet: Zarar veren düzenbazlıklardan uzak dur, masum ve adil düşün ve eğer konuşursan, doğru konuş.

8. Adalet: Görevin sonucu oluşan hatalar veya faydaları doğru değerlendir.

9. Ilımlılık: Aşırılardan uzak dur, yapılan hatalara karşı, hak ettiklerini düşündüğün sürece sabret.

10. Temizlik: Vücut, kıyafet ve çevrende asla kirliliğe izin verme.

11. Huzur: Boş tartışmalardan, sık yaşanan ve kaçınılmaz olan kazalardan etkilenme.

12. Alçakgönüllülük: İnsan ilişkilerinde iyi ol ve Socrates’i örnek al.












1.368 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page