Kaygı, pişmanlık, korku, huzursuzluk gibi duygular günümüz insanının en çok mücadele ettiği duygulardan. (sürekli kaygılı olmanızın psikolojik nedenlerini daha önce anlatmıştık.)
Ve haliyle depresyon da artık modern çağın en yaygın görülen hastalıklarından.
Bu duygularla nasıl başa çıkmamız gerektiğine dair sınırsız sayıda öğretiler, fikirler, makaleler mevcut.
Ve bunlardan en güçlü olanlarının Eckhart Tolle'un tavsiyeleri olduğunu düşünüyorum.
İnsana bildiğini unutturan ve yaşama bakış açısını değiştiren türden tavsiyeler onunki.
Tolle da aslıda uzun süren bir depresyon ve hayatı sorgulama döneminden sonra gelen bir aydınlanmadan yola çıkarak yazıyor tüm öğretilerini.
Bugün Tolle'un en önemli felsefelerinden birkaçını paylaşmak istedim.
1. Hayat bir dizi şimdiki andan başka bir şey değildir.
Her gün hayatımızı olumsuz yönde etkileyen en güçlü ve en yaygın görülen kötü duygulardan ikisi pişmanlık ve endişe.
Uyanık olduğumuz her dakika, sürekli bir bilinç akışıyla meşgulüz.
Her saniye, kafamızdaki bir düşünce diğer bir düşünceyi takip ediyor. Ve aslında bu düşünceler esas olarak iki şeyle ilgili oluyor: Geçmiş ve gelecek.
Bu yüzden pişmanlık ve endişe duygularıyla bu kadar meşguluz.
Örneğin sabah işe geç kaldığımızda aklımızdan ilk hangi düşünceler geçer?
"Lanet olsun, uyuyakalmışım!"
"Kesin işe geç kalacağım"
Günün ilk iki düşüncesini geçmişe ve geleceğe adadık. Yani pişmanlık ve endişeye.
Tolle'a göre tek önemli zaman, en az düşündüğümüz zaman, yani şimdiki zamandır.
Her şey burada. Hissettiğimiz her şey şu anda gerçekleşir.
Hayat bu kadar: Bir dizi şimdiki an.
Geçmiş, geçmiş tüm anlardan başka bir şey değildir.
Gelecek, gerçekleşmeyi bekleyen tüm şimdiki anların bir koleksiyonudur.
Bu nedenle, şu anki görevimiz geleceğe yönelik olsa bile, şu an dışında herhangi bir anda yaşamak hiçbir işe yaramayacak.
"Şimdiki zamanın sahip olduğunuz tek şey olduğunu fark edin. Şimdiyi hayatınızın odağı haline getirin." Eckhart Tolle
2. Anda kalmak için düşüncelerinizi yargılamadan gözlemleyin.
Şimdide kalmak hiç de kolay değil bu arada. Odağımızı şimdiye yönlendirmek tutarlı bir çaba gerektiriyor.
Tolle bunun için iki alışkanlık üzerinde çalışmamızı öneriyor:
1. Kendinize “Bir sonraki düşüncem ne olacak?” diye sormayı alışkanlık edinin.
2. Düşüncelerinizi ve dürtülerinizi gözlemleyin, ancak onları yargılamayın.
İlk teknik, kavramını fizikten ödünç alır. Kuantum parçacıkları her zaman geçicidir. Örneğin nerede olduklarını veya ne zaman olduklarını belirleyebiliriz ama asla ikisi aynı anda olmaz.
Böylesine telaşlı bir sistemi mevcut durumunda tutmanın tek yolu onu sürekli gözlemlemektir. Ancak o zaman özellikleri sabit kalır. Buna kuantum zeno etkisi denir.
Farkındalık söz konusu olduğunda kendinize “Bir sonraki düşüncem ne olacak?” diye sormak, bir sonraki gerçek düşüncenizi geciktirecek ve böylece otomatik pilotta ne kadar zaman harcadığınızı anlamanız için size değerli bir alan sağlayacaktır. Kendinizi ondan ayırmak için zihninizi bölecek, ayrıca her bir düşünceyi daha bilinçli seçeceksiniz.
İkinci teknik daha klasik zendir. Harekete geçmeden dinlemek ve kabul etmekle ilgili.
“Daha erken uyanmalıydım!” gibi rahatsız edici düşünceleri gözlemleyin. ama aklınızda kalmalarına izin vermeyin. Yanlarından geçerken onlara el sallayın. Fark edin, görün, kabul edin ama zihninizin pişmanlık ve endişe verici eğilimlerine teslim olmayın.
Fiziksel, gözlemci bedeninizi huzursuz zihninizden ayırarak, şimdi, geçmiş ve gelecek arasındaki sürtünmeyi azaltacak ve böylece değiştiremeyeceğiniz her şey hakkında hissettiğiniz acıyı azaltacaksınız.
"Zaman değerli değildir çünkü bir illüzyondur. Zamana, yani geçmişe ve geleceğe ne kadar çok odaklanırsanız, şu ânı o kadar kaçırırsınız. Yani asıl değerli olan şeyi." Eckhart Tolle
Ayrıca Bakınız; Harekete Geçmekte Zorlananlar İçin 5 Dakika Kuralı
3- Tüm acılar, değiştiremeyeceğimiz şeylere karşı dirençtir.
2000 yıl kadar önce Stoacılar, acı çekmenin felsefi bir yorumunu geliştirdiler: Gerçekten hissettiğiniz tek acı, kendi zihninizde yarattığınız acıdır. (Stoa felsefesi hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, link burada.)
Ya da imparator Marcus Aurelius'un sözleriyle: ''Eğer bir dış etken sizi üzerse, duyduğunuz acı o şeyin kendisinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır.''
Tolle, bu “perspektif güçtür” fikrini geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrımına bağlıyor. Tüm acımızın değiştiremeyeceğimiz şeylere direnmenin sonucu olduğunu söylüyor.
Peki değiştiremeyeceğimiz şeyler nerede yatıyor? Geçmişte ve gelecekte.
Durmadan geçmişi ve geleceği düşünüyoruz.
Bizi ne mutlu etti. Bizi ne üzdü.
Bizi ne mutlu eder, ne üzer.
Ancak, her iki zamanda da hiçbir olayı kontrol etmiyoruz; sadece şimdiki zamandaki olayları kontrol edebilir, sadece orada yaşayabiliriz.
Bu ikisi – geçmiş ve şimdi veya şimdi ve gelecek – arasındaki boşluğu, olabileceklere veya olmuş olabileceklere karşı dirençle doldurduğumuzda, ister psikolojik ister fiziksel olsun, acıyı deneyimliyoruz.
Öfkemiz bir mide ağrısı da olabilir, mantıksız bir karar alma şeklinde de olabilir, ancak her iki durumda da yalnızca zihnimizde ortaya çıkmasına rağmen daha fazla acıya yol açacak.
Bu yüzden geçmişi tekrar istemeyin, geleceğe direnmeyin.
Hayatı olduğu gibi kabul edin. Böylece çok daha az acı hissedeceksiniz.
''Acımızın yaratıcısı olduğumuzu anlamamız gerekir; sorunlarımızı yaratan diğer insanlar ya da “dış dünya” değil, kendi zihnimizdir.'' Eckhart Tolle
Birkaç Küçük Ekleme:
📌 Eğer henüz Haddini Aş Bülten üyesi değilseniz ve benzer içeriklerden ilham almak isterseniz; buradan bülten ailemize katılıp, aynı zamanda sürpriz hediyelerimizin keyfini çıkarabilirsiniz.
📌 Eğer;
- İş yaşamınızda sıkışmış ve mutsuz hissediyorsanız;
- Kariyerinizdeki bir sonraki adım konusunda netliğe ihtiyacınız varsa;
- Ne iş yaparsanız daha başarılı ve mutlu hissedeceğinizi henüz bulamadıysanız;
Mentor olarak da yolculuğunuza eşlik etmeye hazırız.