Keanu Reeves, çoğumuzun kaldıramayacağı şeyler yaşamış ama başına gelenlerin ardından teslim olmayı değil, acılarını başarıya çevirmeyi tercih etmiş birisi.
İnsan olmakla, hayatı yaşayış şekliyle de çok başarılı ve örnek alınası bir insan Keanu.
Onun hayata ve insana dair düşüncelerinden hepimize ilham ve güç verecek olan 5 tanesini seçtim sizler için.
***
1. ''Acımasızca kırıldıysanız ama yine de diğer canlılara karşı nazik olma cesaretiniz varsa, o zaman melek gibi kalbi olan bir baş belasısınız.''
Hayat bize çirkin yüzünü gösterdiğinde, iki seçeneğimiz var.
1- Biz de çirkinleşiriz, kalbimiz soğur, acımasızlaşırız. Başkalarına hayatın bize davrandığı gibi davranmaya başlayarak kendi çapımızda adaleti sağlamaya çalışırız.
Bu kişisel bir savunma yöntemi olur bizim için. Gittikçe içimizde bir şeyler ölür, hissizleşiriz ve dolayısıyla acı hissetmemeye başlarız. Sadece acı mı? Hayır. Güzel olan duyguları da hissetmeyiz artık.
2- Hayat ne kadar acımasızca davranıp bizi kırsa da başkalarına karşı nazik olmaktan vazgeçmeyiz. Evet, belki acımızın ve kırgınlıklarımızın azalması zaman alır ama çevremiz güzelleşir, çevremizdekilerin bizi iyileştirmelerine izin veririz.
Asla değişmeyecek bir gerçek var, o da şu; hepimiz bir noktada hayat tarafından sert bir şekilde vurulduk veya vurulacağız. Hatta bazıları boyumuzu çok aşacak.
Ayrılıklardan, hastalıklardan, ölümden, kederden kaçamayız. Bunlar hepimizin yüzleşmesi gereken şeyler.
Bu yüzden bunların sizi değiştirmesine ve sizi kalbi nasır tutmuş bir insan yapmasına izin vermeyin. Günün sonunda, sahip olduğumuz tek şey anlamlı ilişkiler.
Çevrenizdekiler gerçek nezaketi tanıyacak ve çoğu kişi aynı şekilde karşılık verecek.
İnsanları uzaklaştırmak ya da onlara içten içe hırslanmak yerine kalbinizi genişletmeyi seçin. Ve ancak bu şekilde iyileşiriz.
2. "Hayatınızdaki her mücadele sizi bugün olduğunuz kişi için şekillendirdi. Yaşadığınız zor zamanlar için minnettar olun, onlar sizi ancak daha güçlü bir hâle getirebilir."
Bilenleriniz vardır, Keanu Reeves hayatta en sevdiği insanları art arda kaybedince birilerine bağlanmaktan vazgeçiyor. Ancak yine de kendini bırakmıyor ve acılarından güç bulmayı tercih ediyor.
Üst üste yaşadığı kayıplardan sonra Matrix'in başarısını yakalamak şöyle dursun, kimse o dönem onun sinemaya geri döneceğine inanmıyor aslında.
Fakat sonra bir başka büyük gişe rekorları kıran seri olan John Wick ile tekrar zirveye oturuyor Keanu. Hatta gerçek hayatta yaşadığı acıların bu rol için ona ilham verdiğini söylüyor.
Hayatta bir mücadeleyle yüzleşmek zorunda kaldığımızda hemen hayatın son derece adaletsiz olduğunu, neden bu kadar şanssız olduğumuzu, neden işlerin asla planladığımız gibi gitmediğini düşünürüz.
Ancak Reeves'in de tavsiye ettiği gibi, tüm zor zamanlar için minnettar olmalıyız; bizi daha güçlü kıldığı için…
Hayatta karşılaştığımız her mücadele bizi bugün olduğumuz kişi haline getirdi. Ve bugün, bunca iyi - kötü deneyimle, dün olduğundan daha ilerideyiz. Önemli olan da bu.
Bu konuda ünlü psikiyatr ve yazar Elisabeth Kübler-Ross'un çok sevdiğim bir sözünü paylaşmadan geçemeyeceğim:
''Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve anarşist olan insanlardır.
Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar.''
Dayanıklılıkla İlgili Diğer Blog Yazılarımız:
3. "Bazen günlük koşuşturmalarımıza o kadar kapılırız ki, hayatın nice güzelliğinin tadını çıkarmak için zaman ayırmayı unuturuz. Sanki zombiyiz. Kafanızı yukarı kaldırın ve kulaklıklarınızı çıkarın. Gördüğünüz birine “Merhaba” deyin, canı yanıyormuş gibi görünen birine sarılın.''
Üretkenliğe takıntılı bir dünyada yaşıyoruz.
Üretken olmak elbette önemli ancak günümüzün her dakikasını bizi ''üretken'' hissettiren şeylerle doldurmanın yollarını arıyorsak, her zaman daha fazlasını yapmak, her zaman en iyisi olmak için mücadele ediyorsak kaçırdığımız çok şey var demektir.
Sevdiklerimizle, ailemizle geçireceğimiz güzel vakitleri kaçırıyoruz mesela.
Gökyüzünü izlemenin vereceği minnet duygusunu kaçırıyoruz.
Masmavi, berrak bir denizin verdiği huzuru kaçırıyoruz.
Evcil hayvanımızla vakit geçirmenin vereceği mutluluğu, onun sevgisini hissetmeyi kaçırıyoruz.
Birine yaptığımız karşılıksız iyilikle huzur bulmayı kaçırıyoruz.
Hayatta neyin gerçekten önemli olduğunu fark edemiyoruz. Fark ettiğimizde ise genelde çok geç oluyor.
O halde Keanu'nun tavsiyesine uyup kafamızı yukarı kaldırmalı ve dünyanın daha çok farkında olmalıyız.
Zombi değil, bize armağan edilmiş yaşamın değerini bilen insanlar olmalıyız.
Ve yine Keanu'nun dediği gibi, yarın garanti değil, o yüzden bugünü yaşamalıyız.
4. ''Karma'nın ne olduğunu gerçekten anladığınızda, hayatınızdaki her şeyden sorumlu olduğunuzu anlarsınız. Geleceğinizin kendi ellerinizde olduğunu bilmek, muazzam derecede güçlendiricidir.''
Hayatın güzelliklerinden biri, sıkı çalışma, odaklanma ve azimle, hepimizin istediğimiz birçok şeyi başmaya muktedir olmasıdır.
Evet, bazı insanlar diğerlerinden daha ayrıcalıklıdır. Bazı insanların her zaman şanslarının açık olması, her zaman birkaç adım önde olmaları, hayatın onlar için daha kolay olması biraz adaletsiz gelebilir.
Ancak, gerçek şu ki; şans aynı zamanda cesurlardan yanadır.
Eylem olmadan, hiçbir yere varamayız. Her gün kanepede oturup bir şeyler atıştırıp dizi izlemek gerçekten çok güzel.
Ama bunun bize ve geleceğimize ne gibi bir faydası olabilir?
Burada ana fikir, cesur olmamız ve hayatımızın iplerini elimize almamız gerektiğidir.
Reeves'in dediği gibi, hayatınızı değiştirme gücünüz var, geleceğinizi gerçekten şekillendirebilecek tek kişi sizsiniz.
Koşullarınız ne olursa olsun, cesur olmalısınız. Korkusuz olmalısınız.
Geleceğiniz sadece sizin elinizde. Ve hepimiz yeniden başlamak için yeterliyiz.
5. "Kendimi mutluluğumdan alıkoyan kişi bizzat bendim."
Başkalarının olumsuz sözlerinin bizi alt etmesine izin vermek kolaydır. Bu nedenle, bazen kendimizi bir şeylere başlamaktan alıkoyabiliriz.
Bunu kabullenmek zaman alabilir, ancak bizi kendimizden başka kimse kontrol edemez.
Herkesin her zaman söyleyecek bir şeyleri vardır ama bunlar bizim kim olduğumuzu ve sonunda ne yapacağımızı tanımlamaz.
Sonuçta, hedefler bizim hedeflerimiz, kararlar bizim kararlarımız. Bizi anlasalar da anlamasalar da başarımız ve özellikle mutluluğumuz üzerinde kimsenin gücü yoktur.
Her şey bizi ileri ya da geri hareket ettirecek inanç ve tutumlarımıza bağlı. Bir şeyi gerçekten istiyorsak, insanların ne düşündüğünü bir kenara bırakmaya, fırsatları yakalamaya, onun için çok çalışmaya ve asla pes etmemeye hazırlıklı olmalıyız.
***
Birkaç Küçük Ekleme:
📌 Eğer henüz Haddini Aş Bülten üyesi değilseniz ve benzer içeriklerden ilham almak isterseniz; buradan bülten ailemize katılabilirsiniz.
📌 Eğer;
- İş yaşamınızda sıkışmış ve mutsuz hissediyorsanız;
- Kariyerinizdeki bir sonraki adım konusunda netliğe ihtiyacınız varsa;
- Ne iş yaparsanız daha başarılı ve mutlu hissedeceğinizi henüz bulamadıysanız;
Mentor olarak da yolculuğunuza eşlik etmeye hazırız.
Comments