Çoğumuz akşamlarımızı saatlerce televizyon karşısında cips ve kola ile rahatlıkla geçirebiliriz.
Peki son zamanlarda ara vermeden 2 saat kitap okuduğunuzu hatırlıyor musunuz?
Kendiniz için iyi olanı (egzersiz, meditasyon, okuma,…) düzenli olarak yapmak için kendinizi motive edebiliyor musunuz?
Cep telefonunuza bakmadan bir YouTube videosu izleyebiliyor musunuz?
Biriyle dikkatiniz dağılmadan uzun süre konuşabiliyor musunuz?
İçten içe sakin ve dingin hissediyor musunuz? Yoksa üzerinizde sürekli bir şeylere yetişmeye çalışmanın gerginliği mi var?
Bunlardan herhangi birinden muzdaripseniz, hayatınızda gözden geçirmeniz gereken bir takım sorunlar var demektir.
Yıllardır, birçoğumuz bize kısa vadede iyi hissettiren davranışlara yönelmeye alıştı. Ve bu alışkanlık, uzun vadede hayatımızı olumsuz yönde etkileyecek. Hem de çok ciddi anlamda.
Bu makaleyi okurken küçük bir görev: Başka bir uygulamaya geçme veya hızlı bitirmek için paragrafları atlama dürtüsünü ne sıklıkta hissettiğinizi bilinçli olarak gözlemleyin.
Mutsuzluğun En Önemli Nedenlerinden Biri: Dopamin Bağımlılığı
Sosyal medya, televizyon izlemek, şeker tüketimi, mobil oyunlar… Bunlar kısa sürede çok fazla dopamin salgılatan aktivitelerden birkaçı.
Ve çoğumuz onlara bağımlıyız.
Bağımlı olduğumuz bu dopamin kaynakları, günlük davranışlarımızı bilinçli olarak seçmemize engel olarak bizi sabote edici bir şekilde yönetiyorlar.
Durum öyle bir noktaya geldi ki, sürekli artan bir sıklıkta bu kısa vadeli ve hızlı ödüller peşinde koşuyoruz.
Bu da uzun vadede hem yaşama sevincimizi elimizden alıyor hem de potansiyelimizin altında kalmamıza neden oluyor. Ayrıca hayatın bize giderek daha sıkıcı gelmesine de yol açıyor.
Dopamin Nedir?
Dopamin, vücudumuzda doğal olarak bulunan, duygusal tepkilerimizin kontrolünde rol oynayan, beyne sinyaller ileten kimyasal bir maddedir.
Halk arasında, ödülün kendisinin dopamin salgılattığı bilinir, ancak esasen dopamin bize bir şeyler arzulatır. Yani gerçekten bağımlılık yapan şey ödül ihtiyacıdır.
Dopamin ihtiyacımızı karşılamak için en fazla başvurduğumuz kaynak şüphesiz ki sosyal medya. Telefonu elimize alırız ve istemsizce ekranı kaydırmaya başlarız.
''Güzel video, ama daha eğlencelisi olabilir biraz daha kaydırayım.''
''Fotoğrafıma sadece 3 yeni beğeni gelmiş. Bir fotoğraf daha yükleyeyim de yeni beğeniler gelsin."
''Ayakkabı acayip güzelmiş… Acaba diğerleri nasıl? Kaydırmaya devam.''
Bağımlıların en yüksek dopamin seviyelerine, bağımlı oldukları maddeyi kullanırken değil, ona erişmelerini sağlayan bir düğmeye basmadan hemen önce sahip olduklarını ortaya koyan deneyler de mevcut zaten.
Buradan şu sonuca varabiliriz:
Hemen elde edemeyeceğimiz bir şeyi istemek rahatsız edici bir durum olabiliyor.
Hemen elde etme olasılığı yüksek bir şeyi istemek ise vahşice bağımlılık yapıyor.
Ödül Sistemimiz Bizi Nasıl Bağımlı Hale Getiriyor?
Ödül rastgele ama tahmin edilebilir olmalıdır.
Slot makinelerinin çalıştığı mekanizmayı düşünün, tıpkı onun gibi.
Her seferinde para kazanılsaydı, hiç kimse bu tür makinelere bağımlı olmazdı (elbette hepimiz zengin olurduk ama bağımlı olmazdık). Aynı şekilde, hiç kimse bir şey kazanmasaydı, böyle bir makineye parasını koymazdı.
Bu yüzden sosyal medya bağımlılık yapıyor; her zaman güzel haber ve beğeniler vermediği için yani.
Daha doğrusu dopamin üretim bağımlısı olduğumuz için ve sosyal medya da bunu en iyi karşılayan mecra olduğu için en çok oraya yöneliyoruz.
Ve ne yazık ki, bizim için iyi olan pek çok şey o kadar çok dopamin salgılamıyor.
Bu yüzden giderek daha fazla insan kendilerine fayda sağlayacak aktiviteleri yaparken sorun yaşıyor. Dolayısıyla kaybedenler kulübüne katılanların sayısı her geçen gün artıyor.
Bu sorunun arttığı günümüzde, çözümlerden birisi de dopamin detoksu. Bir nevi beynimize reset atmak da diyebiliriz.
Dopamin Detoksu Nedir?
Dopamin detoksunda amaç, zevk veren aktivitelerden kaçınarak dopamin seviyesini sıfırlamak veya en aza indirmek.
Bu arada dopamin detoksu, Silikon Vadisi’nde de epey başvurulan bir yöntem.
Bu detoksu savunanlar, dopamine ne kadar maruz kalırsak, onun sağladığı aynı etkiyi elde etmek için o kadar yüksek düzeyde uyarıma ihtiyaç duyacağımızı düşünüyorlar.
Detoksu uygulayanlardan birisi de California Üniversitesi'nde Psikiyatri Profesörü olan Cameron Sepah. Kendisi detoks hakkında şunları söylüyor.
“Güçlü miktarda dopamin salınımını tetikleyen davranışlara (özellikle tekrarlayan bir şekilde) ara vermek, beynimizin kendini toparlamasına ve kendini yenilemesine olanak tanıyor.”
Dopamin Detoksunu Nasıl Uygulayabilirim?
En çok uygulan yöntem, bir gün boyunca anlık keyif verecek şeylerden uzak durmak.
Mesela;
- Sosyal medyaya, videolara, oyunlara erişimimizi keseceğiz.
- Bol kalorili, sağlıksız yiyeceklerden uzak duracağız.
- Bize keyif veren müziklerden bir süre uzak duracağız.
- Çok keyif veren sosyal ortamlarda bulunmayacağız.
Yapabileceklerimiz ise egzersiz, yürüyüş, meditasyon, kitap okumak, yazı yazmak, resim çizmek gibi aktiviteler.
Bunu yapmak size zor gelirse küçük küçük adımlarla, parça parça da başlayabilirsiniz.
Mesela;
- İşe giderken 20 dakika boyunca cep telefonunuzu uçuş moduna alın.
- Haftada 2 gün şeker tüketmeyin.
- Her Pazar dijital cihazlarınızdan uzak durun.
- Aralıklı oruç tutmayı deneyin.
- Telefonunuzdaki tüm bildirimleri kapatın.
- Sosyal medyada sadece hayatınızı zenginleştiren kişileri takip edin.
- Yürüyüşe çıkarken telefonunuzu evde bırakın.
- Yemek yaparken size yeni dünyalar açacak bir podcast dinleyin.
- Günlük haberlerin sizi strese sokmasından uzaklaşın.
Bunun belli bir kuralı yok anlayacağınız. Ancak önemli nokta, güçlü uyaranlara sürekli maruz kalmaya bilinçli olarak karşı koymak.
Dopamin Detoksu Hayatımızı Nasıl Değiştirecek?
Ben bu konuda araştırmalara başladığımdan beri küçük adımlarla detoks uygulamaya başladım ve gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, dopamin detoksu uyguladığım günlerde odaklanabilme sürem ve üretkenliğim iki katına çıkıyor, gerginlik ve stres seviyem ciddi oranda azalıyor.
Üstelik hayattaki küçük şeyler yeniden heyecan verici ve neşe kaynağı olmaya başlıyor.
Net düşünebilme ve doğru kararlar alabilme yeteneğimiz gelişiyor.
Bitkinlik duygusu gidiyor ve daha enerjik hissediyoruz.
Otomatik olarak daha yaratıcı oluyoruz ve zamanımızı daha anlamlı bir şekilde dolduruyoruz.
Aslında dopaminin bizi yönetmesini engelleyip biz onu yönetmeye başlıyoruz.
Ne dersiniz? Dopamine değil de başarıya ve yüksek benliğimizle iletişime bağımlı olmak daha akıllıca değil mi?
***
Eğer benzer içeriklerden ilham almak ve yaşamınızı dönüştürme cesaretini bulmak isterseniz sizi Haddini Aş E Bülten ailemize hevesle bekleriz.
***
Kaynak:
https://pauljarrigezy.medium.com/how-a-dopamine-detox-can-change-your-life-ea8da5d6b63e
Comentários